Bilgisayar oyunu ile başlayan bu oyunda yanlış girilen bir kod yüzünden tüm ülke bir felakete sürüklenir. Oynanması gereken oyunlar, bulunması gereken iskâmbil kağıtları. Seviyeler arttıkça oyunlar da zorlaşmaya başlar. Verilen cezalar da oyunlar ile birlikte daha acımasız bir hâl alır.
########################
Kâğıt oyunlarına ne kadar hâkimsiniz..? Ama bu bildiğiniz kâğıt oyunlarına benzemez. Bu, önceden oynadığınız bilgisayar oyunu da değildir. Bu bir ölüm oyunu. Bu oyunu ben yaratmadım, siz insanların aç gözlülüğünden doğan bir oyun bu.
"İnsanlar bencildir. Ben ölsem bile bu tür insanlar var olduğu sürece bu oyunlar oynanmaya devam edecek. Artık bu dünyaya alışın çünkü bu dünyadan asla çıkamayacaksınız."
####################
Sıradan bir bilgisayar oyunu ne tür felaketlere yol açabilir?
GİRİŞ
Hayatımın artık bir parçası haline gelen, benim için nefes almakla eş değer olan bilgisayar oyunlarının artık kahramanlarından biriydim. Bu oyunda kendi karakterimi yaratmayacaktım, ben karakterlerden biriydim artık. Oyun uzmanı olarak bu oyunu ben tasarlamıştım. Kısa zamanda ise dünya çapında büyük bir ün kazanmıştı. Çocuğundan tut yaşlısına kadar herkesin oynadığı bir oyundu. Öyle ki oyunun önünü alamadıklarından yaş sınırlaması getirmişlerdi.
Başta bilgisayar oyunu olarak başlayan masum bir oyundu sadece, en azından önceki sürümleri öyleydi. Ben de oyun bu kadar ilgi gördüğünden yeni bir sürümünü çıkarmak istemiştim. Oyunun yeni sürümünün çalışmaları sırasında ise yanlış girdiğim bir kod sonucu tüm dünya bir felakete sürüklenmişti. O artık masum bir oyun değil, ölüm oyununun ta kendisiydi. Oyun kurucusu bendim ve yanlış girdiğim bir kod yüzünden dünya yok olmuştu. Burası artık yeni bir dünyaydı ve buradan çıkış yoktu.
"Kâğıt oyunlarına ne kadar hakimsiniz..? Ama bu bildiğiniz kâğıt oyunlarına benzemez. Bu, önceden oynadığınız bilgisayar oyunları da değildir. Bu bir ölüm oyunudur. Bu oyunu ben yaratmadım, siz insanların aç gözlülüğünden doğdu bu oyun. İnsanlar bencildir, açgözlüdür. Ben ölsem bile bu tür insanlar var olduğu sürece bu oyunlar oynanmaya devam edecek. Artık bu dünyaya alışın çünkü bu dünyadan asla çıkamayacaksınız." Kelimelerimi her birinin gözlerinin içine bakarak söylemiştim. Son oyuna yaklaşmıştık ve çok az kişi kalmıştık artık.
"Sen insan değilsin, senin yaptığın insanlık dışı. Sırf nefretin yüzünden tüm insanlığı cezalandıramazsın. "
Nefret mi? Kime ve neye duyuyordum ben bu nefreti. Kimse oyunu benim tasarladığımı bilmese de bana hayrandı. Ama oyunun değişmesi ve insanların bir anda kaybolmasından dolayı oyunun kurucusuna yani bana nefret duymaya başlamışlardı. Ama ben bundan sorumlu değildim, ibsanların kaybolması benim suçum değildi. " Bu nefret değil. Bu sizlerin aç gözlülüğü. Sizler elindeki ile yetinmeyi bilmeyen bir avuç zavallılarsınız. Adeta oyun kurucusuna tapıyordunuz siz. En başta yanlış girdiğim bir kod hatasıyla başlamış olabilir ama sizin gibi insanların zavallı hallerini gördükçe bu durum bana ayrı bir zevk verneye başladı. "
"Bu oyunu nasıl sonlandıracağımızı söyle. Madem sen başlattın bitirecek kişi de sensin. " Gözlerini gözlerime dikmişti. Öfkeliydi, öfkeden daha çok korku vardı o gözlerde, beni kaybetmenin korkusu. En yakınımı kaybetmiştim, benim kazanmam için yapmıştı bunu. Duygusallığa yer yoktu bu oyunda bunu en acı şekilde öğrenmiştim. Oyunun ilk baştaki amacı bu değildi. Ölümlerle sonuçlanmayacaktı bu oyun. " Bu oyunu yaratan benim ama devam ettiren de sizlersiniz. O yüzden sizler de en az benim kadar suçlusunuz. Bu oyunu bitirecek kişi de ben değilim, bu oyun asla bitmeyecek. "
Arkama yaslanarak histerik bir kahkaha attım. Beni görenler delirdiğimi düşünebilirlerdi