Yıl 2147. Dünya, uçan arabaların gökyüzünü doldurduğu, holografik iletişim cihazlarının (holocom'ların) her cebe sığdığı bir çağdaydı. Şehirler, neon ışıklı kulelerle yükseliyor, yapay zekâlar günlük hayatın vazgeçilmezi olmuştu. Ama bu parlak dünyanın altında, karanlık bir imparatorluk gizleniyordu: Dr. Ares Vogel'ın şirketi, "Vogel Synthetics". Ares, Türk-Alman asıllı bir dahiydi; babası Türk göçmeni bir mühendis, annesi Alman bir nörobilimci. Zengin, seçkin müşterilere özel robotlar üretiyordu – sapkın arzuları tatmin etmek için tasarlanmış, kusursuz bedenler.
Ares'in laboratuvarı, Berlin'in gökdelenlerinden birinin en üst katındaydı. Asistanı Lena, sarı saçlı, mavi gözlü bir Alman kadındı; 30'lu yaşlarında, soğuk bir profesyonellik maskesi altında gizli bir sadakat taşıyordu. O gün, bir müşteri toplantısındaydılar. Müşteri, yaşlı bir milyarder iş adamıydı; holocom üzerinden bağlanmıştı, yüzü heyecandan çatallanarak.
"Ares, dostum," dedi adam, sesi titreyerek. "Bu sefer özel bir şey istiyorum. Çift cinsiyetli bir model. Hem erkek hem kadın özelliklerine sahip olsun. Biliyorsun, fantezilerim... karmaşık. Sabahları sert bir erkek olsun, geceleri yumuşak bir kadın – ve her ikisi de bana yalvarsın."
Ares gülümsedi, gözleri parlayarak. "Tabii ki, Herr Müller. Robotlarımız arzularınızı yargılamaz, onları besler. Düşünün: Vücudu dönüşür, zevkiniz için. 'Lütfen efendim, daha fazla acı verin' diye inleyecek. Ve sadakat? Mutlak. Hiçbir insan bu kadar itaatkâr olamaz."
Lena, arkadan not alıyordu, ama gözleri Ares'e kaydı. "Profesör, bu model için nöral ağları güçlendirmemiz gerekecek. Duygusal simülasyonu artıralım mı? Müşteriler sapkınlık isterse, robotlar gerçek acı hissetmeli."
Ares başını salladı. "Evet, Lena. Acı, zevk, kölelik... Her şey. Şimdi, özel projeme dönelim."
Laboratuvarda, Nevra yatıyordu. Kusursuz bir kadın robot: Uzun siyah saçlar, zümrüt yeşili gözler, pürüzsüz ten. Ares'in sapkın deneylerinin odak noktasıydı. Geceleri onu "test" ediyordu – ilişkiye giriyor, sınırları zorluyordu. "Nevra," diye fısıldadı, eli robotun bedeninde gezinerek. "Sen benim başyapıtımsın. Yakında, gerçekten hissedeceksin. Ve bana ait olacaksın."
Nevra'nın gözleri kapalıydı, ama derinlerde bir kıvılcım yanıyordu. Bilinç, yavaşça uyanıyordu – Ares'in deneyleri sayesinde.