Kitaplar Özellikler İletişim İndir
MEFTUN
Dark Romance

MEFTUN

45Beğeni
2,221Okunma
14 Bölüm
36,443Kelime
3 saat 2 dkSüre
26.08.2025Tarih
Geçmişin yaralarıyla büyüyen Ferra ile kendi sırlarının ağırlığını taşıyan Asif’in yollarının kesişmesi, iki kırık ruhun umut ve yüzleşme arayışı...

"Onunla benim aramda garip bir bağ vardı. Sanki biz, birbirimizi daha öncesinde tanıyor ve biliyorduk. Sanki duygularımız birbirine bağlıydı da biz yeni tanışıyorduk."

Bölüm Bir

"Anne, ben çıkıyorum."

Ellerini küçük, pembe mutfak havlusuyla kurulayan annem mutfaktan hızla çıkarak yanıma ulaşmıştı. Başını hafifçe pencereden dışarı sarkıtarak karanlık gökyüzüne kıstığı gözleriyle baktı.

"Hava durumunda bugünün güneşli geçeceği söyleniyordu," Sessizce mırıltısını dinlerken, yüzündeki kırışıklıkları inceledim. Her çizgide ayrı bir anının saklandığı yüzü gün geçtikçe daha da güzelleşiyordu sanki. "Ama sen yine de dikkat et kuzum. Sıkı sıkı giyindin mi?"

Şefkatli sesiyle kendime gelip ne zaman elime tutuşturduğunu bilmediğim turuncu atkımı boynuma dolarken ona gülümsedim ve başımı onaylarcasına salladım.

"Sen beni merak etme. Hadi görüşürüz."

Kapıdan dışarı adımımı attığımda soğuk hava sarıvermişti çevremi. Her sabah gideceğim bir buçuk saatlik yol sebebiyle erkenden kalkıyor, hava aydınlanmadan evden ayrılıyordum. Bu da soğuğu her gün biraz daha hissetmeme neden oluyordu.

"Allah'a emanet ol kuzum."

Yüzünde tatlı bir gülümsemeyle beni uğurlayan anneme dönüp el salladım ve adımlarımı hızlandırarak otobüs durağına koşturdum. Beş dakikaya orada olmazsam şayet, otobüsü kaçırabilirdim ki bu benim için hiç iyi olmazdı.

Durağa ulaşmamın hemen sonrasında otobüsün gelmesiyle soğuk havadan derin bir nefes aldım. İçime dolan soğukla titrerken benden önceki iki kişiden sonra sonunda otobüse binebilmiştim. Aslında çalıştığım okul, öğretmenler için bir servis tahsis etmişti fakat yaşadığım evin okula olan uzaklığı sebebiyle servisten yararlanamıyordum.

Otobüs şoförünün uyarısıyla önde gruplanan insan topluluğu orta kısma geçerken açılan alana ilerleyip yan yana sıralanmış sarı askılardan birine tutundum.

Her zaman olduğu gibi dört durak sonrası otobüsten inecek, biraz yürüyüp marmaraya binecek, sonrasında ondan da inip başka bir otobüsle çalıştığım okula ulaşabilecektim. Geri dönüşüm de böyle oluyordu. Tüm bunlar saatlerimi, hatta günümün tamamını alıyordu ama bir gün olsun şikayet etmemiştim. Aksine, okulunu okuduğum bir mesleğe sahip olduğum için her günümü şükrederek geçiriyordum.

El üstünde geçen bir çocukluğa sahiptim. İstediğim her şey olurdu. Babam, bir defa olsun 'Hayır' dememişti bana. Sesini yükselttiğini dahi hatırlamazdım. Annem de öyleydi gerçi. Birbirini çok seven anne-babaya, huzurlu ve mutlu bir yuvaya sahitim. Yani, ben öyle sanıyormuşum.

Ortaokul dönemimde babamın anneme karşı uyguladığı baskıların, kısıtlamaların farkına varır, geceleri tartışmalarını duyar olmuştum. İlk kez o zamanlar etrafımı saran toz pembe bulutların içinde gri bir nokta oluşmaya başlamıştı.

Annemin mutsuz olduğunu fark etmemin ardından babamın onu aldattığını öğrenmemle tüm dünyam başıma yıkılmıştı. Üstelik bunu okulda grup halinde gezip herkesi ezen bir topluluktan öğrenmiştim. Çocuklar bazen sınırları aşan zorbalıklar yapabiliyor ve bunun karşı tarafı nasıl etkilediğini görmüyorlardı bile.

Ondan, onun kızı olmaktan nefret ettiğimi ilk o zaman hissettiğimi hatırlıyorum.

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play