Her insan, kendi hayatının kıyılarında unutulmuş izler taşır. Bazen bir bakışta, bazen de hiç bilmediğimiz bir anın derinliğinde karşılaştığımız o yabancı, aslında bize en tanıdık olan şeyin—kendi içimizde sakladığımız yüzlerin—yansımasıdır.
“Hatırlanmayan Yabancı”, işte bu gizli hafızanın kapısını aralayan bir yolculuktur. Bu sayfalarda yalnızca bir yabancıyla değil, belleğin kıyısında kalmış, belki de hiç dile getirilmemiş duygularla karşılaşacaksınız. Her bölüm, geçmişin gölgeleriyle geleceğin ihtimalleri arasında örülmüş ince bir köprü gibidir.
Bu eser, hatırlamanın olduğu kadar unutmanın da insana dair olduğunu; yabancının aslında hep içimizde saklı duran bir yüz olduğunu hatırlatmayı amaçlıyor. Okur, kendi yolculuğunda belki de en tanıdık soruyla karşılaşacak: “Yabancı kimdir—o mu yoksa ben mi?”
Bu eser, aynı zamanda yazarın kendi iç sesinin de izlerini taşır. Çünkü her yazar aslında kendinden kaçarken kendine doğru yürüyen bir yolcudur. Kalemin ucunda beliren yabancı, çoğu zaman yazarın aynadaki siluetinden başka bir şey değildir. Yazar, bu satırlarda kendi unutkanlığını, kendi yabancılığını kendi hatırlayamadığı yaralarını görünür kılarken; aynı zamanda her okuru bu yolculuğa davet eder.
Sevgili okur, bu sayfaları çevirirken sen de kendi belleğinin koridorlarında yankılanan adımları işiteceksin. Yazarın kaleminden doğan bu yabancı, belki sana tanıdık gelecek belki de sana tamamen uzak kalacak. Ama unutma, her yabancı aslında içimizde sakladığımız en derin soruların cevabını fısıldar. Onu tanıdıkça, kendini tanıyacak; onu unuttukça, kendinde kaybolacaksın.
Benim çabam, kendi yolculuğumu kelimelere dökmekti; senin görevin ise bu kelimelerde kendi yankını bulmak olacak. Böylece, Hatırlanmayan Yabancı yalnızca bir kitap değil, yazar ile okur arasında kurulan görünmez bir köprüye dönüşecek. Bir tarafında arayan bir kalem, diğer tarafında arayan bir göz olacak. Ve belki de bu köprünün ortasında buluşan şey, “yabancı”nın bizzat kendisi değil, ikimizin paylaştığı ortak bir sessizliktir.
Sevgili okur, şimdi bu yolculuğa sen de dâhil oluyorsun. Bu satırları çevirirken, kalemimle kalbin arasındaki mesafe kısalacak. Hatırlanmayan Yabancıbelki bir gün senin de adını taşıyacak.