Kitaplar Özellikler İletişim İndir
POYRAZDA AÇAN ÇİÇEK
Aşk/Romantizm

POYRAZDA AÇAN ÇİÇEK

3Beğeni
306Okunma
18 Bölüm
137,179Kelime
11 saat 26 dkSüre
06.07.2025Tarih
Hikâyemin hangi noktasındayım bilmiyorum ama orta yerinden okuyorsun beni.

Bazı adımlar atılmalı, bazı yollar yürünmeli, bazı anlar yaşanmalıydı. Bazı insanlar gitmeli, bazılarıysa kalmalıydı. Hayat bir şekilde yolunu bulmalıydı. Bir şekilde akmaya devam etmeliydi.

☆☆☆☆

Elvin Erden düğün günü sevdiği adam tarafından karnında üç aylık bebeği ile terk edilince yaşadığı şokla kaza geçirir. Kader onu Poyraz Karaaslan ile karşılaştırınca bunun gideceği noktayı ikisi de kestiremez.

Kimse bilmezdi ama bir hikâye bitmeliydi ki yeni bir hikâye başlayabilsin.

Bu kimin hikâyesiydi?

GİRİŞ

GİRİŞ

Üzerindeki beyaz gelinliğiyle aynadaki görüntüsünü hayranlıkla izliyordu genç kadın. Tam hayal ettiği gibi bir gelinlik tasarlamışlardı onun için. Ne abartılıydı ne de sade bir şeydi. Eteğin kuyrukları yerde sürünüyordu. Düşük omuzlu, dar kesim bir gelinlikti. Yine de göbeğindeki hafif şişkinliği belli etmiyordu. Bakır saçları omzundan aşağı dökülüyordu. Ön tutamlarını arkada birleştirmiş, taç modeli verdirmişti. Kuğu gibi görünüyordu. Kendini en çok beğendiği an, bu andı.

Evleniyordu. Sevdiği adamla hayalini kurduğu o düğün sonunda gerçekleşiyordu. Çok mutluydu. Bundan daha fazla onu mutlu edebilecek bir an düşünemiyordu.

Bu mutlu anın bozulmasından ne kadar korksa da bir o kadar da içi içini yiyordu. Her şey istedikleri gibi gidecekti. Sadece onun gelmesi gerekiyordu, sevdiği adamın, Görkem Soykan'ın.

Üç yıldır birbirlerini tanıyorlardı. İki yıldır da birlikteydiler. Onun asistanlığını yaptığı bu süre zarfında Görkem Soykan ona aşık olmuş, kadın için yaptığı tüm aşk dolu hareketlerinden sonra aşkı karşılıksız kalmamıştı. Kadın tüm ketumluğuna, dobralığına rağmen Görkem Soykan'ın şeytan tüyüne karşın hiçbir şey yapamamıştı. Ona kapılmıştı. Hareketleri, davranışları, mizacı her şeyi o kadar dört dörtlük geliyordu ki kadın için ona tutulmamam imkansızdı diye düşünüyordu. Ayaklarını yerden kesiyordu. Ona sanki bu dünyadaki tek kadınmış gibi hissettiriyordu. Her güne çiçekle başlıyordu. Ona güzel sözler söylüyor, her günü onunla başlıyor ve onunla kapatıyordu.

Şimdi ise buradaydı. Onun için giymişti bu gelinliği. Onun karısı olacaktı. Onun hayat arkadaşı olacaktı. Çocuğunun annesi olacaktı. Düşüncesi bile o kadar inanılmaz geliyordu ki!

Aynanın karşısından uzaklaştı genç kadın. Tülden perdenin çekilmiş olduğu açık cama doğru ilerlemeden önce telefonunu masadan almak için uzandı lakin elini çarpmasayıla masadan bir şey düşünce çıkan cam sesi irkilmesine sebep oldu. Masadaki küçük yuvarlak ayna kırılmıştı.

"Neydi o?" diye sordu hazırlandığı yerden uzaklaşıp ona doğru gelen arkadaşı Didem. Üzerindeki dizden yırtmaçlı mavi saten elbisesinin eteklerini tutuyordu. Kumral saçlarını tepeden toplamıştı. Kadın onu dinlemiyordu. Bakışları sadece kırılan aynadaydı. Kırılan şeylerin uğursuzluk getirdiğine inanırdı. Oysa bugün onun için uğursuzluğun adım dahi atmaması gereken bir gündü.

Didem'in bakışları kırılan aynaya kaydı. "Dikkat et, bir yerini kesme," dedi panikle. "Ben birilerini çağırayım temizlesinler." Kadın kafasını sallamakla yetindi. O an aklı sadece etrafa saçılan cam parçalarındaydı. Arkadaşı odadan çıkana kadar kırılan parçadan kendini ve geçmişini izledi.

O zamanlar altı yaşlarında falandı. Hava oldukça bozuktu. Sürekli gök gürlüyordu. Yağmur yağdı yağacak gibi duruyordu. Kız gök gürültüsünü umursamadan televizyonda açtığı çizgi diziye bakıyordu. Tarçın ve Arkadaşları izlemeyi en sevdiği çizgi dizisiydi.

Annesi yüzüne yerleştirdiği tatlı tebessümle yanına

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play