Canım Nazenin'e hepiniz hoş geldiniz. Ankara'nın metruk binaları ve kirli kapleri içinde kaybolmak için en doğru adres. Keyifli okumalar dilerim.
"Darmaduman bir kalp, eksik anlar ve eksik insanlar. Bir eksi değeri daha kaldıracak omuzlarım yok, canım Nazenin."
Elleri elbisenin eteklerine sımsıkı tutunurken çenesini havaya kaldırdı ve lacivert elbisesine sıçramış kanlar yüzünden paniklemiş bir halde her şeyden ve herkesten kaçtı.
Arkasından koşan adam bir taş hareket ettirdi satranç tahtası üzerinde.
Genç kız gözlerine inen korku perdesiyle birlikte aradığı piyondan kaçarken, onu kaybetmeyi göze almışken yere düştü. Dizleri üzerinde doğrulmaya çalışırken ise nefesini okşayan ses kulaklarına doldu. Kan kokuyordu sesi ve nefesi.
"Nazenin!"
Koştu, kendini hırpalamak suretiyle resmen ayağa kalkmıştı ve canı acıyordu ama yapabilecek hiçbir şeyi yoktu. Odada gördükleri, odada kalmalıydı. Her şeyi unutmalıydı.
Neden unutmalıydı?
Gözleri dolmaya başlarken bir taş daha kaybetti ve ismi ikinci kez fısıldanırken kulağına, yalnız kalbi değil; şimdi her bir hücresi büyük bir korkuyla atıyordu. Çaresiz olmayı hiç bu denli hissetmemişti.
Birazdan kulağına fısıldanacak olanlar ise daha önce söylendiğinde bir oyunu bitirmeye yetmeyecek kadar hiçti ve şimdi her şeydi.
...
Umudumuza!