Kitaplar Özellikler İletişim İndir
HARBİ
Aşk/Romantizm

HARBİ

19Beğeni
1,971Okunma
48 Bölüm
173,207Kelime
14 saat 26 dkSüre
01.09.2025Tarih
Adana/Kozanlı gözü kara kabadayı Arca Giray Kızılkan...
Maddi zorluklar yüzünden üniversite umudu tehlikeye giren Meyil Akyüz...
Ak ve Kızılın şarkısında sevda notalarıyla örülen bir senfoni...
Yeşilçam'ın destansı aşklarını aratmayan, suç, gerilim, macera, tutku dolu bir mafya&şarkıcı aşkı...
Güzelliğini ve muhteşem sesini yaşadığı evden ve üvey baba zulmünden kurtulmak için basamak olarak kullanırken sert kayaya çarpan, mangal yürekli Adanalı'ya tutulan genç bir kızın Türkiye starı olma yolundaki adımları...
Acının ve şalgamın diyarı Adana'nın bağrından kopan deli fişek kabadayı Arca'nın, Türkiye'nin en büyük baronu olmak için attığı kanlı adımlar...
Dezavantajlı ailelerin, paçayı yırtmak için suça karışmaktan çekinmeyen asi çocukları...

🔥


'Orada hiçlik ve çokluk her zaman peş peşeydi ona göre. Tanıdığı, bildiği her şey kendi zıttıyla muhteşem bir uyum içinde yuvarlanıp gidiyordu. Hiçbir şey yekpare ve kusursuz değildi. Gördüğü en güzel düğün de oradaydı, en feci ölüm de... Uyandığı en parlak, en sarı sabahla uykularını kaçıran en kara mor gece de... Damlardaki cibinliklerin içinde yuvarlandığı en renkli rüyalar da, gözleri açıkken gördüğü kanlı kabuslar da... Hayatın ta kendisi, ömür denen şeyin mayası, insanın özü, kaderin sillesi, feleğin çemberi, Allah'ın tokadı, cennetin meyvesi, dağların kokusu, kızların zarifi ve erkeklerin yiğidi hep bu kaseye benzeyen çukurdan ovanın rahmindeydi.'


🧨 Olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar, argo, şiddet, cinsellik ve suç unsurları içermektedir. 18 yaş üstü için uygundur.🔞

1.

Merhabalar sevgili okurlarım, kitapsever dostlarım, yeni bir kurgu ile sizlerleyim. Yeni bir maceraya atılırken emeğime destek olmak adına beni takip etmeyi ve her bölüm için yıldıza basarak oy vermeyi unutmayın.
Ponçik mafya aşkım türünden sıkılanlar ve şöyle derin bir şeyler arayanlar için rahatsız edici düzeyde şiddet, suç ve yükselme hırsıyla örülü bir mafya hikayesiyle geldim.
Acının ve kebabın diyarı Adana'dan sevgiler ve selamlar getirdim.
Mafya güzellemesi bekleyenler, trajedi ve gerçek suçtan midesi kalkanlar varsa derhal kitabı terketsin çünkü karanlık sokaklarda gölgeleri kovalayacak ve elimizi kana bulayacağız. Keleşsiz uyuyamayanların, güneşe kurşun sıkanların ve kendi adaletini kendi arayan su testilerinin kendi su kanallarında boğulmasına şahit olmak isteyen ilk bölümden yola devam etsinler.
Tanıtım manıtım yok, bam bam bam 💥

🔪🔪🔪



İzmit, Körfez

Yeni Muradiye Mahallesindeki Şanzelize kuaför salonunda sıradan bir günü diğerlerinden ayıran tek şey, mahallelinin dikkatini cezbeden yeni dedikodulardı.

Salondaki iki müşteriye aynı anda hizmet veren Kuaför Sibel, bir elinde plastik tası diğer elinde fırçasıyla orta yaşlı bir ev hanımının dip boyası gelen seyrek saçlarını özensiz ve sinirli hareketlerle kestane kumralına boyuyordu. Koltukta oturan kadınla muhabbetini, aynadan göz teması kurarak sürdürürken yirmi yıllık usta parmakların hışmıyla tutamları ayırıyor, macun kıvamındaki boyayı fırçayla sürüyor, eldivenli elleriyle yoğurup diplere iyice yediriyor ve önündeki cam tepsiye uzanıp aldığı alüminyum folyo parçasına sarıp üçe katlayarak kapatıp üstteki boyalı tutamların arasına katıyordu.

Ön dişlerinin arasında ayırma tarağının temiz tarafını tutarak "Onun da derdi gücü benimle, bet suratlı karı, mahallede namusuna dil uzatmadığı kimse kalmadı, pis dedikoducu! Millete laf edeceğine kendi kocasını pavyonlardan toplasın o Gülsüm karısı!" Diye söylendi.

"Aman canım adam da haklı, benim öyle çirkin karım olsa eve hiç gelmem!" Dedi müşterilerden saçı boyanmakta olan.

Gülüştüler. Manikür için sıra beklerken bol köpüklü Türk kahvesini yudumlayan komşu terzi dükkanının sahibi Esma katıldı,
"Ben intihar ederim ayol! Geçen benimkinin dükkanına taksit ödemeye gelmiş, benimki 'kadının suratı ceset gibi gece görsem korkarım, diyor!"

Bu kez gülüşmeler kahkahaya dönüşürken Kuaför Sibel, dişiyle tuttuğu tarağı sehpaya bırakıp boş kalan ağzına ince sigarasından bir dal yakıp yerleştirdi, dudaklarının arasından bırakmadan dumanını tüttürerek saç tutamlarını boyamayı sürdürdü ve içinden 'dinime küfreden müslüman olsa, düz götlü Esma!' diye alay etti fakat ifadesini hiç bozmadan dedikoduya katılmayı sürdürdü.

Aynaya göz ucuyla bakıp kendi güzelliğinden gururlu bir halde belli belirsiz kasıldı, sol elinin tersiyle omzuna dökülen gür, sarışın buklelerinden bir tutamı işveyle geriye savurdu. Sibel'in kişiliği özelinde bir kuaför salonunun en sevilen sohbet konusu, güzellik kaidelerine duyulan özlem değilse ne olabilirdi? Bir kuaför salonu, kadınların güzelleşmek üzere tapındığı

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play