Kırk iki yıl önce 2025’de sadece erkek insanlara bulaşan ismi PWM-3 olan bir virüs ortaya çıktı. Virüsün en can alıcı noktası zaman içinde konağını öldürüyor olmasıydı. Bu yüzden hızlı bulaşan ama fark edilemeyen bu virüs ilk dalgada yaklaşık iki milyar erkeğin ölümüne sebep oldu. İkinci dalgada tüm önlemlere rağmen iki yüz elli milyon erkek öldü. Çocuklarda virüsten kurtulma oranı %90’larda iken orta yaş erkeklerde %20’ye kadar düşüyordu. Tedavi bulunana kadar aşırı kaotik bir dünya düzeni vardı. Pandemiler, kapanma önlemleri, tedavi denemeleri ve yok olan aileler ile beş yıl geçti.
2040 yılında dünyadaki kadın erkek oranı 1/5 iken günümüzde 1/10’a kadar geriledi. Tedavi erkeklerin yaşamasına olanak tanıyordu ama erkek çocuk doğum oranını ciddi oranda azaltmıştı. Bunun üzerinde çalışmalar devam etti. Erkekler tedavi olarak görülen ilacı haftada bir almak zorundaydı. Dünya giderek kadın egemen bir yere evrildi. 2041 yılında FEDEM tek dünya ülkesi, tek dünya para birimi, tek dünya yaşam koşullarıyla tüm dünyayı ele geçirdi. Dünya artık kadınlar tarafından yönetiliyordu. Her geçen yıl koşullar erkekler için zorlaşıyordu.
Dünya nüfusun azalması, siyasi ve politik bakış açılarını da etkilemişti. Dünya giderek daha yaşanılabilir bir yere dönüşüyordu. Savaşlar sona ermişti. Nükleer silahlar sonsuza dek dünyadan uzaklaştırılmıştı. Silahlanma ciddi şekilde azalmıştı. Teknolojik atılımlar, hastalıklara karşı hızlı gelişen tedavi yöntemleri üreten bir sisteme sahipti dünya.
Erkeklerden oluşan bir grup özerklik için büyük mücadele verdi ama başarılı olamadılar. FEDEM buna izin vermemişti. Geçen yıllarda direniş giderek azalmış ve sisteme adapte olmaya başlamıştı erkekler. Dünya tarihinde ilk defa böyle bir zaman dilimi yaşanıyordu. Erkek nüfusu tarihte hiç bu kadar zayıf olmamıştı. Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri ve tecavüz olayları sona ermişti.
2052’de bir başka dönüm noktasına gelindi. Toplumun tüm dinamikleri yeniden inşa ediliyordu. Kadınlar erkekler olmadan da çocuk sahibi olabiliyorlardı artık. Üstelik cinsiyetine, boyuna, göz rengine, saç rengine kadar seçebiliyorlardı. Erkekler köleden farksız bir durumdaydılar.
2060’da erkeklerin bu kadar olmasa da olur durumları yeni yasa ve kanunları da beraberinde getirdi. On sekiz yaşından büyük bütün erkekler her hafta pazar gecesi oylamaya tabii tutulacaktı. Oylamada en fazla on farklı kadının seri numarasını sisteme girmeleri gerekmekteydi ve birinci ve ikinci dereceden akrabaları sisteme giremiyorlardı. Oylamadan sonra hayatta kalabilmek için en az bir kadının oyunu almaları gerekmekteydi. Hiç oy alamayan erkekler yeterli yaşam yeteneklerine sahip olmadıkları ve gelecekte kendi gibi yetersiz çocuklar dünyaya getirme olasılığı yüzünden tüm tedavilerden men edilmeye başlandı.
Potansiyel isyanlar yüzünden Dünyadaki tüm erkeklere dijital tasma takıldı. Uzaktan kontrole sahip bu tasmalar, ölüme, bayıltmaya, sağlık verilerine ve yer tespitine olanak tanıyordu. Sistemde ödüller de