Selam millet! Ben Wattpad'den Mor Turna :) Uzun zamandır hikayelerimi yayınlamak için nereyi seçmem gerektiğini düşünüp duruyordum. Hem buradan hem de Kitappad'den paylaşmaya karar verdim. bölümleri buraya tekrar yükleyeceğim. İlk defa okuyan arkadaşlar için de tanışmamıza sebep olur hem bu. Eskiden okuyan birilerine denk gelir miyim bilmiyorum ama umarım sizin için de hatırlatma olur. Eğer Wattpad'den Kurşun'la tanıştıysanız lütfen bir yorum bırakın da tanışıp kaynaşalım. :)
Tekrar merhaba... Ve hoşgeldik.. :)
1
Adamın can havliyle attığı çığlık kulaklarımı çınlatınca dudaklarımı büzüp işe yaramayacağını bilsem de başımı çevirdim. Tam önümde yatan ve bizzat benim tarafımdan yaralanan birinin çığlıklarını duymamak mümkün müydü? Üstelik yarasına iki parmağımı sokup konuşturmaya çalışırken. Hayır. Mümkün değildi. Elimi çekip iki adım arkamdaki adama:
--'Yaşatın bu herifi! Bir doktor bulun. Yarın sabah yine geleceğim.' derken yataktaki çarşafa sildim parmaklarımı. Tırnaklarımın arasında kan kalmıştı ama umursamadım. Elimdeki tek kan bu değildi. Adamım:
--'Başüstüne hanımım.' deyip arkasını döndüğünde odadaki lavaboya gidip ellerimi yıkadım ve diğer adamıma döndüm.
--'Babam çiftlikte mi?' Sorunun cevabını biliyordum ama karşımdakinin:
--'Evet, hanımım.' cevabıyla odadan çıktım. O buradaysa benim burada işim yok demekti.
Çakıllı yoldan arabama yürürken çitlerin arkasındaki atlara baktım. Babamın en sevdikleri.. Safkan Arap ve İngiliz atları dünyada kadınlarından bile daha fazla sevdiği tek şeydi. Atlara itirazım yoktu ama kadınlarla ilişkileri midemi bulandırıyordu. Annemi hiç sevmemiş olmasını ne bir evlat olarak ne de bir kadın olarak hiç kabul edemiyordum. Yirmi küsur yıldır hem benim varlığımı hem de annemin anısını hiçe sayarak yaşıyordu.
Sinirimin daha fazla tepeme çıkmasına izin vermeden buradan gitmek için hızlandım. Araç yolundan çıkarken babam ve sevgilisinin evden çıktığını görünce gaza bastım. Bir ay önceki kadına benzemiyordu. Onun saçları sarıydı, bununkiler koyu ve pahalı görünen bir kahverengiydi. Bu yeni olmalıydı. İçimden sinirle 'Bari birine karar ver be adam!' dedim ve gaza daha fazla basıp bolca toz kaldırdım yoldan. Bir iki ayda bir yanındaki kadın değişiyordu. Bundan nefret ediyordum.
Şehre yaklaşırken babamı düşünmeyi bırakmıştım. Aklımda konuşturmaya çalıştığımız o herif ve evime gidip şu aptal ve daracık takım elbiseden kurtulmak ve rahatlatmak vardı. Dün gece çatışmaya gitmeden daha esnek bir şeyler giymediğim için bile o herifi suçluyordum. İhanetini öğrendiğimizi çabuk anlamıştı puşt. Kaçmaya çalışmıştı. Benden kaçamayacağını unutmuştu. Uslu uslu ölümünü beklemeliydi. Esasında hiç ihanet etmese onun için çok daha akıllıca olurdu.
Eve girip doğrudan banyoya girdim ve küveti doldurmak için sıcak suyu açtım. Ceketimi çıkarırken ilk denemede başarısız olunca günün bütün öfkesini ondan çıkardım. Ceketi canımı bile yakmayı umursamadan kendimden sökerek çıkardım ve giysi dolabının derinlerine bir daha görmemek üzere savurdum. Kendi kendime yine kuduz