"Bırak onlar geceyi karanlık diye
sevmesinler,
Bırak onlar en parlak yıldızı güneş sansınlar,
Her gece ettiğim tek bir yeminim var,
Şiirlerime, Şarkılarıma, Mısra'ma yemin olsun ki tekrar kavuşacağız.
Yıldızlar söyleyin Gökyüzü'me ben onu çok özledim.
Gece'nin oğlu, en güzel mısrasını pek özlemiş
Kavuşmak için gün saymak koyun saymaktan daha etkiliymiş
Zaten en güzel uykuda koyun sayarak değilde seni düşleyerek geliyormuş.
-Güzeller güzelim, şiirlerin asıl sahibi, kalbim yalnızca senin. Bizi unutma..."
6 Temmuz 2023
Sararmış kağıdın katlanma izleri yumuşamış, tek bir hamlede her şeyi paramparça etmeye hazır gibiydi. Yazılar öyle eskiydi ki birçok kelime, akmış mürekkepten dolayı okunmuyordu. Ama bu kağıt, mürekkep kutusunun içine düşse, kapkara olsa; kelimeler yine zorlanmadan dilimden dökülürdü.
Çünkü bunları kağıda yazan kişi, çok önceden burada yazılanları; en eski yöntemlerle kalbime kazımıştı. Yavaş yavaş, kırmadan, incitmeden sevmiş ve sevilmişti. Anlayacağınız, sırasını bana devretmişti ve benim de kaytarmak gibi bir niyetim yoktu.
Her gece aya fısıldıyorum bu şiiri. Bu cümleleri ona iletecek tek araç, tüm acımıza şahit yıldızlar ve parlak ay. Sevdiğime sadece onlar iletir özlemimi; çünkü güneş kendi parıltısından dolayı bize pek odaklanamıyor. Bizi görmüyor, teğet geçiyor.
Tüm nefretimin başrolü yine bir yıldız: Güneş! Tabii gündüzü en parlak dakikalarıyla yaşayanlar, Güneş'e duyduğum öfkeyi anlayamazlar; öfke ve nefretin altında yatan kalp kırıklıklarını göremedikleri gibi. Güneşe öfkeliyim, çünkü ona tam on dokuz senedir hasretim! Doğumumdan bu yana o parlak yıldızı bir kez görmüş değilim.
Ne ben ne de ülkemiz uzun yıllardır onun ışığıyla aydınlanmak ne demek; gündüz nedir bilmiyoruz. Benim ülkemde gündüz diye bir kavram yok artık. Yalnızca, yıldız ışığının aydınlattığı erken saatler ve ayın parıltısını azalttığı geç saatler var. Bizim adamızın laneti buydu. Yertil Adası, Mahkum Edilenlerin Adası! Karanlığa Mahkum Edilenler, yağmurun uğramadığı topraklar.
Karanlık günlerimize aldanıp içimizin de karardığını düşünmeyin sakın. Bizi bu lanetten korumaya yeminli, çok sadık dostlarımız ve Carnil var. Işığın Yöneticisi Carnil De Törn! Sonsuz geceyle lanetlenmiş, güneşin değmediği toprakların lideri Carnil De Törn. Tek yemini özgürlük olan Carnil, aynı zamanda şu an özlemle aya fısıldamamın tek nedeni Carnil De Törn!
Tüm sevdiklerimden uzakta, Leonora Sarayı'nın tepesindeki odada kilitli; tek tesellisi, yıldızlara sevdiklerine mesaj götürmesi için fısıldayan çaresiz bir kadınım ben.
Parlayan yıldızları seyrederken fikrimde canlanan tek bir sima var. Şiirimin şairi, mısralarımın yazarı, canım aşığım. Ne yazık ki uzun bir süre yalnızca onu düşleyerek özlem geçireceğim. Yarın bambaşka bir gün olacak. Biliyorum ki yarın, senelerdir kalbimin üstünde sakladığım bu sararmış not