Kitaplar Özellikler İletişim İndir
AYRIK OTLARI
Aşk/Romantizm

AYRIK OTLARI

3Beğeni
108Okunma
45 Bölüm
81,744Kelime
6 saat 49 dkSüre
06.09.2025Tarih
Her kış, sonunda bahara gebedir. Ama kış çetindir, soğuktur..

Ne olursa olsun baharı müjdeleyen karın güzelliği umut olur içine insanın. Fatma da o umuda inanıyordu. Bahçesinde en güzel çiçeklerin yetişmesini istiyordu. Çınar ağacı gibi ona gölge olan ailesinin ve kalbine kilit vursa da kapısını çalan Ömer Ali’nin varlığıyla savaşmak zorundaydı. Ama başka bir şey daha vardı ki o da bahçesindeki ayrık otlarıydı.

Ayrık otları temizlenmezse hiçbir çiçek açmayacak ve tüm bahçesini bu arsız otlar talan edecekti. Bizim dünya bahçemizde de, hepimizin ayaklarına takılan ayrık otları yok muydu? Hangimiz bir taşa takılıp tökezlemedik? Bazen en karanlık kuyularda unutulduk sandık. Bir gün ışığına hasret kaldık? Bazen ışık gözümüzü kör etti. Çocukken çok gülünce annelerimiz korkmadı mı sonunda ağlayacağımızı düşünerek?

Her şey biz insanlar içindi. Fatma ve Ömer Ali ailelerinin onları sarıp sarmaladığı yemyeşil bahçeden çıkacak dünyanın belki de hiç görmedikleri yollarında yürüyeceklerdi.

ÖN SÖZ

ÖN SÖZ

“Okumayı öğrenmek sanatların en zorlusudur” diyor Goethe. Peki yazmak diye soruyorum kendime. Beni ben yapan şeyler arasında ilk sıralarda gelen en güzel şeylerden biri de yazmak kuşkusuz.

Sabırla ilmek ilmek işlemek her kelimeyi, duyguyu. Bildiğim bir çok şeyi bana öğreten ilk öğretmenim annem Songül Narmanoğlu sayesinde kendime olan güvenimi hiç kaybetmedim. Ciddi anlamda kalemimden dökülen her hikaye her duygu ise oğlumun sayesinde hayat buldu. İlk evladım gözümün nuru İbrahim Uğur öyle güzel ve huzurlu bir bebekti ki onun uyku zamanları sakin sakin oynadığı zamanlarda ben elime kalemi alıp başka dünyalara daldım. Önceleri yazdıklarımın ciddiyetini bu kadar tahmin etmeyen eşim Bekir Dağdelen de desteğini hiç esirgemedi. Ama benim teşekkürüm Ayrık Otları’nın ortaya çıkmasına vesile olan rahmetli dedem İbrahim ve annanem Aliye Narmanoğlu’na. Onların isimlerini verdiğim kahramanların naif içten davranışları ile yavaş yavaş şekillendi hikaye. Torunlarının gelecekte okuduğunu, evlendiğini, hatta yazarlığa adım attıklarını görmek nasip olmasa da onların isimlerinin yaşadığı hikayeler yazmak da bana nasip oldu. Ve yakın zamanda aramızdan ayrılan babamın babası çocukluğumun güzel zarif adamı dedem Ahmet Uçar da hem Mehmet karakterine hem de Ahmet dedeye hayat verdi. Ben güzelliği iyiliği onlardan öğrendim. Annemin yarısı güzel kalpli canım teyzem Halime Kahriman ve eşi Kemal Kahriman da bu hikayeye yön veren kıymetlilerim. Onlara uzun ömürler versin Rabbim.

Hem kız çocuğu, eş, torun, yeğen olarak bana kattıklarını önce kalbime sonra kalemime akıttım ve bu hikaye çıktı. Unutmadan hasta olsada aramızda olan sevgili babannem Hatice Uçar’a da teşekkür ederim. Benim ilk hikayemde de tatlı arada sinirlenen ama duygusal bir babanne olmuştu. Dedemin olduğu bir hikayede ona da yer vermeden edemedim. Ve babam yüreğimin zarif acısı çocukluğumun hatırası Medeni Uçar. Her şey insanlar için biliyorum. İyi kötü ne yaşadıysak beni ben yapan kalemime yansıyan her kelimeye hayat verdiğin için önce Rabbime sonra da sana teşekkür ederim Fatma ve Ömer Ali içimizden birileri. Aileleri de ya özlediğimiz ya da birlikte yaşadığımız o ailelerden. Beni ve hikayemi evlerinize davet ettiğiniz için teşekkür ederim. Bu hikayeyi yazmaya başladığımda bana desteğini esirgemeyen bir çok kişi oldu. Hepsine teşekkür ederim. 

Bana inanan kitabımı emekle düzenleyen sevgili editörlere yayın ekibine ve Odessa Yayınevi’ne de çok teşekkür ederim. Bu güzel yolda yeni hikayelerle yeni umutlarla hep birlikte olalım.

Keyifli okumalar Civan Dağdelen.

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play