Kitaplar Özellikler İletişim İndir
BAHAR MİTLERİ
Fantastik

BAHAR MİTLERİ

2Beğeni
9Okunma
2 Bölüm
1,845Kelime
9 dkSüre
06.08.2025Tarih
Mitler, efsaneler, şiirler ve çiçekler...

XV7035JL

1. SIKI KÖKLER

Yılların akışı, tutuklu kalmış günler, haftalar ve aylar, tek bir anıda yer kaplar

olmuştu. Tomris gün doğumuyla kahvaltısını yapar ve bitki çantasını kaptığı gibi,

güneş doğmadan eve dönmezdi. Güneş doğudan batıya geçene kadarsa, kasabanın

ihtiyar doktorunun çıraklığını yapardı. Basit işler: ilaçları hazırla, ekipmanları

temizle, hastalar şikayetlerini doktora anlatırken kulak kesil ve teşhisi yazılı bir

kağıtla kasabanın hekimine ulaştır ve o, yorgun olduğu için basit muayeneleri yap;

gibi önemsiz çırak görevleri.

Kasabanın doktoru 20 yıl önce çok yaygın bir hastalığa yakalanmış, gün geçtikçe

hastalığı arttığından eski formunu kaybetmişti. Hastalığına ise yaşlılık deniyordu.

Zihin bir yerden sonra unutmaya başlıyordu ama zihniyet hep yerli yerindeydi. Bir

kadının doktor olabilmesi kabul edilemezdi ama kadın ikinci işleri hallederken de

görülmüyordu. Yapması gerekeni yapıyor işte. O bir kadın, doktor olamaz.

Köylüler şikayetlerini direkt onu muhataba alarak anlatmazlardı. Çünkü ne

anlardı? Tomris bu isyanını her daim bastırıyordu....


Birbirinin tıpkısı olan günleri şoka uğratan nokta Tomris'in eve dönüş yolunda

duyduğu yankılı ağlayıştı. Tenha ve zifiri karanlık sokakta duyulan çığlıklar

korkutucuydu, orada ev bile yokken bebek ağlaması sesi geliyordu. Daha kötüsü

ise o ağlayışlara çare arayan bir yetişkin yoktu etrafta. Bebeğin koca gözleri bir

çiçek gibi açılmış, ona bakan Tomris'e acı acı tütüyordu.


O gün anlayamamıştı Tomris. Acı tüten bebekten vazgeçilmişti. O ise

vazgeçememiş, bu yaralı kokuyu düzeltmeye ant içmişti. O gün tekdüzelik

bozulmuş, Tomris'in göğsüne farklı bir tohum ekilmişti. Fideleri öyle çabuk

dallanıp budaklanmıştı ki eski isyanını unutmuş yeni isyanlarla sulamıştı

göğsündeki fidanı. Niye domates yemez ki? Nasıl bir çocuk kucaktan indiği anı

hissedip uykusundan uyanabilir ki? Bunlardan öte sarmaşıklar arasında sıkışmış

isyanı se böyle masum masum bakan gözleri nasıl görmezden gelip ardında

bırakabildiler? Bu çocuk sevgi tütüyordu, yuva kokuyordu, aile vaat ediyordu.


Diğer yandan yaşlılık hastalığına yakalanan doktorumuz artık mücadele edemeyip

toz olup gittiğinde Tomris her zaman yaptığı rutini devam ettiriyordu. Değişen tek

şey artık önünde yaşlı bir paravan yoktu, herkes şifayı, dermanı kimde aradığını

biliyordu. Lakin bunu bilmek onları rahatlatacağına ürkütüyordu. Korku ise onları

akılsız etmeyi başarmıştı. 'Cadı, büyücü, şeytanlarını da al git!' Diyerek ateşe

bulanmış bezlere bağlı taşlarla eski kulübeyi haşat ettiler.


Evde korkutucu cadı yerine henüz dört yaşına yeni basmış ve annesinin bitki

karışımlarını saklamayı oyun haline getirmiş yuva tüten çocuk vardı. Anne

yalnızca beş dakikalığına, sönen sobayı tutuşturacak çalı ve kuru odun bulabilmek

için ormana inmişti. Olacaklar ise engellenememişti. Döndüğünde evini kor alevler

içinde bulmuştu daha kötüsüyse her zaman kahkahalarıyla evin duvarlarını inleten

çocuğu onu bulduğu ilk günkü gibi korkuyla çığlık atıyordu.

"Mis kokulum, oğlum.." Tomris'in çığlığı dolunaya değdi, oralara kadar ulaştı da

köylüler sağır oldu bu acıya. Tomris, son kez birini kurtarmaya çalıştı. Yanan eve

mertçe daldı. Oğlunu çıkarmayı denedi ama alevler onu da yuttu, kuruttu..

Tüm

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play