Kerem
Furkan'ın yanına doğru yürürken burada ne işi olduğunu da merak ediyordum.
Haki yeşili uzun kollu gömleğinin kollarını katlamış o gömleğin altına da krem rengi bir pantolon giymişti. Kahverengi ayakkabıları da ne kadar zevk sahibi olduğunu gösteriyordu. Furkan'la giyim konusunda ortak düşündüğümüz kanısına vardım. Sarıya çalan kumral saçları ve yeşil gözleri pek çok kızın dikkatini çekebilirdi. Ama maşallah efendiliği her halinden belli oluyordu.
Onu böyle dikkatli izleyince daha önce fark etmediğim bir şey fark ettim. Furkan'ın yüzünde nur vardı sanki. Maşallah yüzünün beyazlığının kanıtı da bu olmalıydı.
“Selamun aleyküm Kerem.” diyen Furkan'a önce başımla selam verdim ve yanına vardım.
“Aleyküm selam Furkan. Hayırdır?”
“Ailevi bir mevzu vardı da. Hatice teyze gelince annem konuşmak istedi.” Furkan ne diyordu anlamamıştım. Ailevi mevzu ne lan? Yoksa Aslı'yı mı istiyordu bu çocuk hala?
“Ne demek o Furkan? Ailevi bir mevzu derken. Yoksa sen Aslı'yı mı?” Furkan cümlemi bitirmeme izin vermeden lafa girdi.
“Yok Kerem yanlış anladın. Öyle bir şey değil. Zaten o konu kapanalı uzun zaman oldu. Sen içini ferah tut. Başka biri var ama.” deyince bedenime hücum eden sinirler geri gitti.
Furkan'a soran gözlerle bakınca bana eski dostça samimiyeti ile davranması gülümsememe yetmişti.
“Ee başka biri var ama? Yoksa kızın haberi yok mu?” Furkan başını eğince bir şeyler olduğunu tahmin ettim.
“Kızın haberi yok ama. Bilmiyorum ben de yeni fark ettim onu. Aslında aile dostumuz hatta aynı üniversitedeyiz. Maşallah kız çok efendi. Bir kez bile kafasını kaldırıp bakmadı. Yani bakmaması doğru olan. Ama ben nasıl emin olacağımı bilemedim.” Furkan kızdan bahsedince Aslı geldi aklıma.
“Bence vakit kaybetmeden ona olan hislerini söyle Furkan. Sonra çok geç olabilir.” Furkan anlayışla başını sallarken umutsuzca bana baktı.
“Ya yine reddedilirsem. Ya birini seviyorsa?”
“Bana güven Furkan. İnşallah öyle bir şey yoktur.”
Furkan bana gülümseyerek baktı. Tam o sırada annesi olduğunu tahmin ettiğim bir kadın ve yanında bir kız geldi. Furkan'la sarılarak vedalaştık.
Arabaya bindiğimde Yusuf'u aramak için elim telefona gitti ama sonra evliliklerinin ilk günü rahatsız etmek olmaz deyip vazgeçtim. Ulan meğer benim Yusuf'tan başka dostum yokmuş diye düşündüm.
Arabayı çalıştırmak için anahtarı çevirince telefonum çalmaya başladı.
“Alo Cihan amca?”
Cihan amcanın sesi telaşlı geliyordu. Hemen dediği adresi Torpido gözünden çıkardığım not defterine yazdım. Ve arabayı çalıştırıp hızlı bir dönüş alıp yola çıktım.
...
Cihan amcanın dediği yere