Konuşmaya mecali olmayan Hare başını salladı.
"Sen deli gibi sevilmek! Bende seni deli gibi sevmek istiyorum."
Kollarında kasılan bedenin bir anda erimesiyle artık zamanı geldiğini anlayan Fatih kızı bırakmadan kollarında kendine çevirdi.
Bir elini kızın sırtına bir elini beline dolayıp ayağını yerden kesti Hare'nin. Boynuna dolanan kollara kızı kendine daha sıkı bastırdı.
Ten tene kavuşmadan önce birbirlerinin gözlerine baktılar. Arzudan koyulaşan gözlerle ve ses tonuyla aynı anda söylediler.
"Sev beni"
Giriş
Merhaba okurcanım. Benim kapağımı açıp bakan herkes benim aşkı-ı okurumdur.
Payelll söz verirse ölmediği müddetçe tutar.
Gelecek gelecek bölümden bir parça yazıyorum buraya. Eylül ayının sonunda dönecegim. Güzel seven adamlarımla devam edeceğiz.
Kütüphanene eklemeyi unutma sabır geri dönecegim INŞALLAH..
Sevgilerimle.......
❣
Fatih elinde iki yana açtığı gazeteyi sözde okuyordu. Karşısında oturan karısına kayıtsız kalmak istemesinden başka bir şey değildi aslında elindeki gazete. Çünkü ilgisini bir şeye vermezse direk karısına kayıyordu gözleri.
Elinde gazete vardı. Evet ama sadece gözünü yoruyordu. Oysa kalbi karısına doğru ilerliyordu.
Iç geçirip diğer sayfaya geçti. Ne vardı bu sayfada? Hmm karısını öldüren adamın elleri arkada kelepçeli başı önde resmi. " cık cık cık" dedi.
Hare kocasına döndü. Araları limoniydi. Aynı evde küs eşleri oynuyorlardı. Zaten normal da moduna hiç girememişlerdi.
Cık cıklayan kocasına döndü. Ama ne gördüğünü soramadı. Aslında istiyordu onunla konuşmak. Ama işte kadın gururu diye bir olay vardı. Başını çevirip omuz silkti.
Lakin yenilip göz ucuyla yine kocasına baktı. Kaşları havada olan Fatih'in keyfi yerindeydi. Içinden 'gülüyor bak! Ne? sus bi iç ses bende biliyorum gülünce gamzeleri çıkıyor. Ahh yazık bana o gamzeleri öpmek istiyorum. Ne? Sanane be öperim benim kocam.'
Iç ses " aptal o ikimizin de kocası, ama beni daha çok seviyor olabilir. Çünkü ben daha cesurum. Sen korkaksın."
Kendi fikrine gözlerini büyüttü Hare' aptal sensin korkakta sen. Adam ikimizi de sevmiyor. Ama bak şimdi gör.'
Ayağa kalkan Hare yan koltukta oturan kocasının elindeki gazeteyi tek hamlede çekip orta sehpanın üzerine fırlattı.
Elleri ve kaşları havada kalan Fatih karısının yeşil gözlerine şaşkınca baktı. "Derdin ne?" Diye keyifli sesle sordu. Ellerini indirip göğsünde bağladı Fatih.
Iç sesinin gazına gelen Hare bir an bocaladı. Hemen toparlanıp saçını arkasına atarken kollarını göğsünde bağlamayı ihmal etmedi. Yüzüne de kızgın bir bakış ekledi.
"Sen aptal sen" diyerek çemkirdi.
Gözlerini deviren Fatih ayağa kalkıp karşısında durdu. Sıfır mesafede üstten baktı Hare'ye. Adamın ten kokusu ciğerlerine dolarken gözlerini kapatmamak için kendiyle savaş veren Hare yerinde kıpırdanıp yüzünü yana çevirdi. Yutkunduğunu görmesini istemiyordu.
"Ben oturmuş gazetemi okuyordum. Sorun ben olamam."
Yüzünü kocasına döndü Hare" tamda bu işte o kadar sorun içinde oturmuş gazete okuyorsun benimde sinirlerim bozuluyor."
"Pardon ama senin sorun dediğin nedir?" Diye sordu Fatih.
Sahi neydi? Gazeteden kıskandım dese yerin dibine kadar inerdi. Mağmayı yeniden kaç katman test bile edebilirdi. Sesiz kaldığını gören Fatih kızın derdini biliyordu. Ilgi...ah şu burcu balık yükseleni yengeç kadınlar
