Yatılı okullardan hep nefret etmişimdir. Asla bir yatılı okulda okumak zorunda kalacağımı düşünmemiştim. Bugün yatılı okulda ilk günüm. Arabaya binmiş pencereden dışarıyı izliyordum.
O okula gitmeyi hiç istemiyordum ama maalesef gideceğim başka bir yer olmadığını biliyordum. Okul hakkında pek bir bilgim yoktu. Okulun isminin ne olduğunu bilmiyordum çünkü… çünkü… devamı yok bilmiyordum işte.
Gittiğim okul belirli öğrencileri alıyordu ve herkesin kendi odası vardı. Yani odanın türlü türlü yerlerinde başka birine ait eşyalar bulmak zorunda olmayacaktım.
Araba büyük bir binanın önünde durdu. Gözlerimi okulun duvarlarında gezdirdim. Derin bir nefes aldım ve geri bıraktım. Arabadan inip okulun kapısına geldim.
kapıda biraz bekledim ve düşündüm. Bu okula gitmek istediğimden emin değildim ama gidecek başka yerim yoktu. Okula yöneldim ve hızlı adımlarla içeri girdim.
Okul çok genişti ve hem sağdan hem soldan iki koridoru vardı. Duvarlarda birçok madalya ve kupa asılıydı. Gözlerimi madalyalardan ayırıp etrafı incelemeye başladım.
Biraz ileride bir temizlikçi kadın koridoru siliyordu. Kadına doğru ilerledim. Kadın beni görünce dikleşti ve yüzüne bir gülümseme takındı.
“Buyur kızım kime bakmıştın?”
"şeyy... acaba 14 numaralı oda nerede?"
Bunu sorduktan sonra kadın sanki beni bekliyormuş gibi;
"Haa, sen yeni gelen öğrencisin." diye sordu.
"Evet. Bu okulu hiç tanımıyorum. Biraz yardımcı olur musunuz?"
Kadın bana çok sevecen bir yüz ifadesiyle bakıyordu. Hemen konuşmaya başladı.
"Bu okul 4 kattan oluşuyor. Tabi birde bodrum var ama kimse bodruma gitmiyor ve gidemez. Bodrum yokmuş gibi davran sen kızın tamam mı?"
“Neden?”