İyi okumalar. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın....
Genç kız, okul arkadaşları ile öğretmenlerin gözetiminde bir ormanda piknik yapıyorlardı. Bu piknik ve diğer etkinlikler her yıl öğrencilerin sınavlar sonrası rahatlaması için okulun yaptığı birçok etkinlikten biriydi. Saatlerce oyun oynamışlar sonra da yemek yemişlerdi. Birkaç yakın arkadaşı ile Yağmur yediklerini sindirmek için yürüyüşe çıktı.
Diğerleri biraz yürüdükten sonra yorulduklarını söyleyerek geri döndüklerinde Yağmur onlar ile dönmek yerine biraz daha yürüdü. Biraz daha kendi başına kalarak temiz havayı içine çektikten sonra geri dönmeye karar vererek geldiği yöne doğru döndü. Geldi yolu takip ederek piknik alanına gitmek için yürümeye başladığında yerdeki yapraklar yüzünden ayağı kayarak sert bir şekilde yere düştü. Düşüğü yerdeki eğimden dolayı aşağı doğru bir tur yuvarlanarak kafasını taşa çarptı. Kafası çarpmanın etkisiyle kanamaya başlarken yuvarlanırken dal parçalarının yüzünden kolunun ve dizinin sıyrılan yerleri kanıyordu. Yaşadığı çok ve acının etkisiyle saniyeler içinde gözleri karararak bayıldı. Yağmur bayıldığı için koşarak yanına yaklaşan kişiyi göremedi.
Yağmur saatler sonra kendisine geldiğinde gözünü bir hastane odasında açtı. Başta neler olduğunu anlamasa da sonradan düştüğünü hatırladı. Yağmur o gün uyandığında kendisinde bir farklılık hissetti. Ancak ne olduğunu uzun zaman anlamayacaktı.
……
Korkuyordu bu bilinmezlikten ve birdenbire değişen hayatından çok korkuyordu. Geceleri kâbus ile uyanıyor sonrada bir daha uyuyamıyordu. Son sınıf öğrencisi olarak dersleri hiç iyi gitmiyordu. Sınava çok az kalmış olmasına rağmen çalışamaz oldu. Çalışmaya kalksa da artık dersleri anladığı da tartışılırdı.
Arkadaşlarını kendinden uzaklaştırarak tek başına kaldı. Ailesi desen sürekli kızlarının gereksiz yere dersleri boşladığını düşünüyorlar ve artık onunla eskisi kadar ilgilenmiyorlardı. Daha 18 yaşına yeni girmişti. Ailesine çok ihtiyacı olduğu zamanda onlar ellerini üzerinden çekmişlerdi. Şımarık zengin çocukları gibi değildi ki kapris yapsın, ilgi görmek için böyle davransın, ailesi onu hiç tanımamıştı. Bunca yaşadığı şeylerin üzerine birde onların bu yaptıkları Yağmur’u çok üzüyordu. Ancak Yağmur bu şekilde olduğunu düşünür olsa da ailesi kızlarına kendisini toparlaması için biraz zaman tanıyordu.
Kaza geçireli yirmi gün olmuştu. O güne kadar günler sıradan geçiyordu. Ama o gün, ailesine gün geçtikçe kaybettiğini düşündüğü, arkadaşlarına inat derslere asılmaya başladığı zamandı. Bir gün gece yarısı korkunç bir kâbustan uyandı. Gördükleri o kadar gerçekçi gelmişti ki bir an kâbus olduğuna inanmayıp görmeyen gözlerle etrafına baktı.
Kâbusunda gördüğü mekânı biliyordu. Mantıklı düşünen bir insanın yapmaması gereken bir şey yaparak yataktan hızla kalktı. Dolaptan üzerine giyecek bir şeyler alarak giyindi. Fikrini değiştirmek için kendisine zaman tanımadı. On sekiz yaşına girdiğinde ailesinin kendisine hediye ettiği arabanın anahtarını alarak önce odasından, sonrada hızlıca evin kapısından çıktı.
Arabasına binerek kâbusunda gördüğü mekâna doğru yola çıktı. Ehliyeti