Kitaplar Özellikler İletişim İndir
Gnol
Distopik

Gnol

58Beğeni
127Okunma
15 Bölüm
10,152Kelime
51 dkSüre
14.09.2025Tarih
Orta çağın kanlı dönemlerinden kopan, eski ve kadin ırkların arasında gizlenmiş yepyeni bir ırkın varoluşu. Bu kitap +18 içerikler barındırmaktadır. Kitap ücretsiz olarak yayınlanacaktır. Her gün 5 bölüm olacak şekilde 15 bölüm olarak tasarlanmıştır.

Ormanın Sınırında

Lira, sabahın ilk ışıklarıyla uyandığında, gökyüzü ormanın sık ağaçlarının arasından süzülen gümüş bir tül gibiydi. Koyu kahve saçları, omuzlarında dalgalı bir nehir gibi uzanıyordu; mavi gözleri, Gnol ormanının kutsal su kaynağını andırıyordu—derin, sakin, ama içinde bastırılmış bir fırtına saklı. Bugün 18. yaş günüydü. On sekiz yıl önce, bir sonbahar gecesi, ormanın kucağında, bir sepet içinde bulunmuştu. Kimsesizdi, ama Gnollar onu kendi evlatları gibi bağırlarına basmış, sevgileriyle büyütmüştü. Yine de, Lira’nın yüreğinde bir boşluk vardı; ailesini, kökenini bilmemenin bıraktığı bir sızı.

Gnol ormanının kalbindeki açıklık, bu sabah neşeyle doluydu. Su kaynağı, etrafındaki yosunlu taşlarla çevrili, hafifçe dalgalanıyordu. Gnollar, yarı saydam, ışıltılı derileriyle, bir daire oluşturmuş, şarkılar söylüyordu. Şarkılar, suyun ruhlarına bir övgüydü; sözcükler, rüzgârda dans eden yapraklar gibi havada süzülüyordu. Lira, açıklığın ortasında durmuş, üzerine işlenmiş su damlası desenli bir tunik giymişti. Elleri, heyecandan hafifçe titriyordu. Gnol yaşlısı Elara, uzun beyaz saçları ve bilge gözleriyle, Lira’ya yaklaştı. “Bugün senin günün, suyun kızı,” dedi, sesi yumuşak ama güçlü. Elara’nın ellerinde, kutsal sudan dolu bir kase vardı. Lira, gülümseyerek kaseyi aldı, ama gözleri uzaklara dalmıştı. Ormanın ötesinde ne vardı? Elflerin mermer şehirleri, orkların dağ şarkıları, insanların kalabalık pazarları… Yüreği, bu bilinmezlerle çarpıyordu.

Dilek Ritüeli

Gnol gelenekleri, 18 yaşına giren her gence kutsal bir hak tanırdı: bir dilek. Bu dilek, suyun ruhları tarafından duyulur, eğer doğayla uyumluysa kabul edilirdi. Lira, açıklığın ortasında, su kaynağının kenarına diz çöktü. Elleri suya değdiğinde, su yüzeyi dalgalandı, sanki ruhlar onun nabzını hissediyordu. Kalabalık sustu; sadece rüzgârın fısıltısı ve suyun şırıltısı duyuluyordu. Lira, derin bir nefes aldı ve dileğini yüksek sesle söyledi: “Ormandan ayrılmak ve dünyayı görmek istiyorum.”

Bir uğultu yükseldi. Gnollar, şaşkınlık ve endişeyle birbirlerine baktılar. “Dış dünya tehlikeli, Lira!” diye bağırdı genç bir Gnol, sesinde korku vardı. Elara’nın yüzü gölgelendi; gözleri, Lira’nın mavi bakışlarıyla buluştu. “Suyun kızı, bu dilek… kalbin özgürlüğünü mü arıyor, yoksa seni bizden koparacak mı?” diye sordu. Lira, yutkundu. “Beni büyüttünüz, sevdiniz, ama içimde bir şeyler eksik. Bilmek istiyorum… Orada ne var?” dedi, sesi kararlı ama titrek.

Gelenekler, dileği reddetmeyi yasaklıyordu. Elara, bir an durdu, sonra su kaynağına baktı. Su, aniden mavi bir ışıkla parladı; dalgalar, Lira’nın etrafında dans eder gibi yükseldi. Bu, ruhların dileği kabul ettiğinin işaretiydi. Kalabalık, istemese de sessizce boyun eğdi. Elara, Lira’ya yaklaştı ve boynuna mavi bir taş kolye taktı. Taşın içinde, su damlası gibi hareket eden bir ışık vardı. “Bu kolye, suyun ruhlarıyla bağını koruyacak,” dedi Elara. “Ama unutma, Lira, dış dünya seni sınayacak.” Lira, kolyeyi sıkıca tuttu, gözlerinde minnet ve hüzün karışımı bir

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play