Kitaplar Özellikler İletişim İndir
Gri Bulutlu Bisküvi (öyküler)
Gençlik

Gri Bulutlu Bisküvi (öyküler)

9Beğeni
26Okunma
6 Bölüm
1,560Kelime
8 dkSüre
31.07.2025Tarih
*Kısa öykülerimden oluşan kitabımdır.*




Gri Bulutlu Bisküvi

Uyanır uyanmaz yatağın altına baktım. Sonra güldüm kendime. Her sabah aynı şey, diye kızdım, onlar sana ait değil.

Çay koydum, dolaptan bir paket bisküvi çıkardım. Koca bir paket bisküviyi tek bitirdim. Annem olsa adam akıllı şeyler yerine bisküvi yediğim için bana kızardı.

Yalan söyledim, annem olsa bana hiç kızmazdı. Annem bisküvilerin değerini bilirdi. Annem, olan ve olmayan her şeyin değerini iyi bilirdi zaten ama bisküvi başka. Çünkü bisküvi olmasa da olur. Olmasa da olur şeylerin değerini, olması gerekenleri de olmayanlar bilir.

Annem büyüttü beni, bunu ondan öğrendim. Tek başına değildi ama yalnızdı. Bütün varlığımla orada olmaya çalışsam da bu yalnızlığı gideremezdim.

Yine de ona göz kulak olmaya çalışırdım, bu yüzden ayrılmazdım yanından. O da yetişkinlerin hepsi gibi durumu tam tersi sanır, işe gittiğinde beni de götürürdü.

Oradaki insanlar da temizlikçi kadının bacağının dibindeki bu yavrucağa acıdıklarından olacak, üç beş harçlık verirlerdi arada. Olmak zorunda olan şeylerin ilkiydi para, bunu da öğrenmiştim.

Kuruşları anneme verdiğimde yüzü aydınlanıyordu, ekmeğin yanı sıra süt ve hatta bazen bisküvi bile alabiliyorduk o ender günlerde.

Akşam annem bisküvinin birazını getirirken "Piknik vakti!" derdi. Olmasa da olur şeyler, olduğunda böyle neşe verir insana. Geçici mutluluğunda payım var gibi gururlanırdım.

Bir keresinde bayram arefesinde gitmiştik işe. Bir teyze bu yüzden olsa gerek tam otuz lira vermişti bana. O kadar sevinmiştim ki bununla kaç paket bisküvi alınacağını hesaplamaya koyulmuştum hemen. Kaç tane piknik, kaç tane neşe.

Eve dönerken annemin önü sıra hoplayıp zıplıyordum. Bu sırada gözüm bir vitrine ilişti. Olduğum yerde donakaldım. Hayatımda gördüğüm en güzel ayakkabı ile göz gözeydim.

Siyah, sıradan bir kız ayakkabısıydı ama üstünde grimsi toz bulutları vardı. O zaman galaksi kelimesini bilseydim eminim ona benzetirdim. Altında da fiyatı yazıyordu: tam tamına otuz lira.

Anneme döndüm müzedeki bir sanat eserini işaret eder gibi, bu kadar güzel bir şeyi kesinlikle görmeliydi gözleri. Hiçbir şey söylemedi, elimden sıkıca tutarak içeriye soktu. Ayakkabı ayağıma oluyor mu diye baktı, sonra da yine hiçbir şey demeden satın aldı.

Bir sürü bisküvi alabileceğimiz parayla!

İtiraz etmek istiyordum, istiyordum ama kucağıma bastırdığım ayakkabı poşetini de bırakamıyordum bir türlü. Gri bulutlu ayakkabımla gri bulutların üzerinde gibiydim.

Annem o gün hiç konuşmadı, yalnızca beni tembihledi, kimseye söylememem için. Yatağımın altına koyacak, bir gün uygun bir zamanda çıkaracaktık.

Mevzuyu anlayıp hemen ikna oldum. Ekmek, süt ve bisküvi alabileceğimiz parayı ayakkabıya vermiştik ve bu bir suçtu, biz de suç ortakları. Bu asla ortaya çıkmamalıydı.

Biz de çıkarmadık.

Çay bardağımı yıkadım, bisküvi paketini de çöpe atmak yerine her zaman

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play