Vedat...
Bir güzel gözlü kadına ilk vuruluşumdu, birden dünyam onun etrafında dönmeye başlamıştı. Açık ela gözleri kalbime düşen ilk cemreydi, sözleri ve gülüşü takip etti diğer cemreleri. Saklı, karanlık bir dünyadan ilk çıktığımda bana güneş gibi görünmüştü.
Onu gördüm ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Ben, aşkın eşiğinden adım attığımda, ayağım zemin yerine uçuruma sürüklendi. Gözüme inen perdeden düşüyor olduğumu fark edemedim. Bedenim ve ruhum boşlukta uçuşurken, bunu aşk sanmam hayatım boyunca kendime yaptığım, yapacağım en büyük kötülük oldu.
Ben bir kadının bedeninin değil, gözlerinin esiri oldum ve kimseyi takmayacak kadar ona güven beslemeye başlamıştım. Sena ne derse o benim için yazısız bir kanundu. Sevgi dolu bakışlarının tutsağı olmuş, kendime olan inancımı kaybetmiştim.
Seyit dedem gözlerimin içine bakıp, "Vedat, kadın bir erkeğin en büyük zaafıdır ve sen elini değil, ruhunu bile teslim ettin. Yanlış yoldasın, geri dön," dediğinde bile onu dinlemedim. Sena'ya pahalı hediyeler almıyor, onu tatillere götürmüyordum ama etrafımdaki hiç kimse ondan hoşlanmıyordu. Bunu asla umursamıyor, ilgilenmiyordum bile.
Ya benden çok güzel gizleniyordu ya da bendeki âşık perdesi asla ışık geçirmez türdendi. Bana bakarken ela gözleri parlıyor, gülüşü rengarenk oluyordu. Nasıl dinlerdim başkalarını, nasıl inanırdım? Kulaklarımı tıkadım, tek bildiğim oydu, tek sevdiğim Sena. Benden fazla bir şey beklemiyor, asla bir istekte bulunmuyordu. Bu, onu benim gözümde büyütürken onu kötüleyen tüm gözlere nefret besler olmuştum.
Bilemezdim. Sırtımda kocaman bir bıçakla gezdiğimi göremezdim çünkü kör bir şekilde seviyordum. Bugün dönüp baktığımda ona olan sevgimden geriye tek bir kırıntı bile kalmadığına emindim. Onu anınca kanayan bedenimde tüm yaralar birleşmiş, izleri kalmıştı.
Buna rağmen vazgeçmeyen ruhum huzur için gül kokulu bir kadını beklemeye başladı. Ben, hayatında bir kadına ihtiyaç duyan biri değildim. Ben, yaşadığım hayata, işime ve görevlerime nazaran kalbinde sadece bir kadına yer vermek isteyen bir aşk adamıydım.
Bir kadını sevmek istemek bir erkeğin en güzel rüyasıydı. Elimde kan yerine kalem olsaydı şair bile olabilirdim ama kanla dolu hayatımda Efşan en temiz yanım olacaktı. Ben, sadece beni seveceği günün hayaliyle yaşıyordum. Bana bu hayali kurduran başka bir kadın ise dünyanın neredesin de asla bilemiyordum ama bana bir gün yine buluşacağımı söylemişti ve ben o günün gelmesinden hem korkuyor hem de o günün gelmesini bekliyordum.
...
"Senin tüm gece ettiğin sözlere başka bir kadın asla cesaret edemez, ama sana izin veriyorum diye kırmadığın kemiğim kalmadı. Ne yaşadığımı bile bilmiyorsun, şimdi yanımda olan sensin."
Efşan ona bakarken utandığını hissetti. Neler yaşadığını çok iyi bilmesi gerekirdi, birden gözüne inen perdeyle söylememesi gereken sözler etmişti.
"Özür dilerim, haklısın ne yaşadığını bilmiyorum." Saçma