Kitaplar Özellikler İletişim İndir
İ L² Ü Z Y O N
Fantastik

İ L² Ü Z Y O N

1Beğeni
35Okunma
2 Bölüm
2,427Kelime
12 dkSüre
28.08.2025Tarih
Romanika'da yayınlanan bir hikaye

BÖLÜM 1 "GRİ"

Aklım duruyordu. Ayaklı kütüphanenin sesi artık dışarıdaki havadan farksızdı. Bulanık. Revire gidip Metpamid* almazsam, kusabilirdim galiba...

Saate baktığımda yelkovan, varlığıma meydan okurcasına yerinde sayıyordu. Bulantıyı geçirmek için niyetlenip iç geçirdim. Kolumu solumdaki camın pervazına yaslayıp, yaprakların belli bir vadedir ikamet ettikleri dallara veda edişlerini ardından da bir senfoniye eşlik eder gibi süzülerek rüzgâra teslim oluşlarını izlemeye başladığımda ani bir gök gürültüsü ile irkildim. Hemen sonra da sınıfta kopan uğultuya...

Artık herkes benim baktığım yöne bakıyordu. Rüzgârın sesi yirmi beş kişilik sınıfın gürültüsünü bastırırken yerini şimşeğe bırakan gürlemenin yansıması gözlerimi kamaştırıyordu. Wicky ve yancıları, çoktan tiz çığlıklarını basmışlardı. Sarı saçlarının aksine oldukça kurnaz bir şekilde zekasını ortaya koymuş, fırtınayı fırsata çevirip ona hiç yüz vermeyen Andrew'e tüm sahtekarlığı ile sarılmıştı. Fırtınanın şiddeti sebebi ile büyüyen gözleri Andrew, onu fark bile etmemişti. Bozguna uğrayan Wicky, en önde olmak üzere tüm öğrenciler koridora çıkmışlardı. Öğretmenler de ne olup bittiğinin zerre kadar farkında değillerdi. Ne yapacakları konusunda ise, hiçbir fikirleri yoktu. Sınıfta bir tek ben kaldığımda sıkkınlık ile kollarımı birbirine dolayarak sarsak adımlar ile önümde ilerleyen kalabalığı takip etmeye başladım.

Neydi sanki... Alt tarafı bir fırtına! Bu kadar abartmaları da saçma. Ayaklı kütüphanenin dersinden kurtuluşumun sebebinin bu kadar saçma oluşu sinsice gülememe sebepti.

Keşke Tanrı'dan başka bir şey dileseydim...

Tecrübelerime dayanarak gün boyunca ders işlenmeyeceğine dair adım kadar emin olduğum için bu klişe durumu fazla irdelemedim. Sınıfa tekrar dönüp kitaplarımın hepsini hızlıca toparlayıp dağınık bir şekilde dolaba tıktıktan sonra kapağı sertçe kapattım. Koşar adımlar ile kalabalığın arkasından geçtikten sonra kafeterya çıkışına yöneldim. Daha önce de yaşandığı üzere birazdan müdürenin gelip tüm kapıları kilitleyeceğini biliyordum. Bir kere daha bu yerde akşama kadar beklemeye niyetim yoktu. O yüzden bir an önce eve gidebilme umudu ile etrafımı kolaçan ettikten sonra sessizce kapıdan çıktım. Daha birkaç adım bile atamadan gözlerimin önü kararmıştı. Sert zeminin yarattığı sızıyı dirseğimde hissetmem ile beraber dudaklarımdan bir inilti döküldüğünde acı ile kıvrandım. Gözlerimi araladığımda rüya ile gerçek arasında kaldığımı hissettim. Gördüklerim gerçek olamayacak kadar hayal ürünüydü.

Belli belirsiz dört tane yaratık...

Bir de kanatlar... Evet. Bildiğimiz kanatlar!

Okuldan hiç ayrılmamalıydım. Tam anlamı ile bir kavganın içine düşmüştüm. Bağırış, çağırış hakimdi. Savrulan yumrukları suratımda hissetmek korkusu ile dirseklerimden destek alarak kendimi olabildiğince geriye ittim. O anda suratına gelebilecek yumruğu engellemek ile meşgul olan, beni fark etti. Yutkundum. Dirseklerimden aldığım yardım ile karşısındaki siyahlıyı atlatıp hızlı adımlar ile bana doğru yöneldi. Gözlerim büyürken elim ayağım dolaşır vaziyette uzaklaşmaya çalıştım. Bana ulaşmasına birkaç adım kalmıştı ki diğer siyahlı üstüne atlayarak onu

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play