Kalabalıkların uğultusu arasında yürümeye devam ederken martı sesi, simit kokusunu içime çektim engelli bastanoyla.uzatarak elimi oynatıyorum. Dar sokaklarını yürüyüşün bir.. iki.. üç.. takip et...bir ...iki.. üç.. dört adımları sayarak yürüdüm babam derdi. “Görmek inanmaktır."diye bir şeyler görmesemde duyuları görebiliyorum, güneşim dokunmasanda görebiliriyorum. Dokunmak, hissetmektir, birini kokusunu takip etmektir, karanlığa çocukken kaybolmakta. İnsanlar telaşla bir işe yetişmesini. Ve korna sesleri yükseliyordu. Bir...iki... üç.. dört... Takip et Miran diye seslendi başını usulca çevirdim
Tek başına yürümeye etti engelli çubuğu yön bulmaya çalışan bir insanım. Kendimi bir mekana doğru giden gençtim. Taksim sanki hiç uyumuyor Bir hayli görmezden gelme, ihtimali var mı?
Araba uğultusu sesi yükseldi. Miran bastonuyla yeri yokluyordu. Bir adım atacakken yürüme mesafesinde araba ona doğru hızlandırdı.
“Dur orası yol değil! ”diyerek ağzından pipet soğuk kahve havaya fırlattı.
Ada hızla koşmaya devam etti kendime geri çekti.
Miran siyah gözlüklerini gözümde idi. Nereye bakacağını şaşkınca beliren kıza döndü.Yere Yığıldı adamın üzerine düştü başını kaldırdı ona baktı, adamın gözlükleri çıkarken kalbi bir nehir kıyısından sesi yankılanıyorum. “Üstümde çıkar mısın bayan..”dedi ters ters baktı. “Hayatını kurtardım te Allah'ım! ”dedi üzgün bir şekilde söyledi. Miran ayağa kalkınca “Teşekkür ederim."deyip elime bastonu ile aynı yönde ilerliyorum usulca tepkiyi yerinde vermişti. Ada yollarını keşisede kalbi hızla çarpıyorum..
Bir... İki... Üç... Dört...adım attım. “Taksi."diyerek yüksek sesle bağırdım.Sari taksiye binmiştim.
Arkamda bakmaya devam etti hayretle ağzı açık kaldı.
Miran bey büyük villa varmıştı. Babası iyi bir adam, annesi cadı. tüm hizmetçi yemek masası etrafında bakınırken göz ucuyla oturarak sessizce onu bekleyişten daha ne kadar bekleyecekti.
“Miran oğlum..”deyip ona sarıldım.
Annesi olumlu anlamda başını salladı. Ayağa bile kalkmadan ellerini uzattı sadece tokalaştı. “Sanada merhaba anne..”der şekilde kaşları çatılı bir şekilde. Hiç hoş karşılanmıştı. “Annem.”dedi öfkeyle karşılık verdi.
“Sen o çiftlik evine gittin ya koşulsuz şartsız kendini imkânları bizi bıraktı..”dedi gözlerini devirdi
“Bana soracak olursan kendi işimi kendimi Hallediyorum ne kadar birileri yollarsan. ”kaşları çattı şekilde söyledi dişlerini sıktı.
“Ve..”dedi kekeleyerek.
“O kaza günü ben sebep oldum afedersin oğlum daha çocuktun.”dedi umursamazca ifade ederek tavrı.
.
Devam edecek bilmiyorum? Ne zaman yazacağım bilmiyorum inan. Zaman gösterecek.