20 yıl önce.
DENİZ ULUSOY (12/10/2005)
Herşey bir hafta sonunun ardından Pazar günü gecesi saat on iki suları gibi başladı. Yarın ki matematik sınavıma nerdeyse hiç çalışmamıştım. Çünkü bugün babam gelicekti. Evet babam gelicekti. Bana söz vermişti. Komutanından izin alıp yanıma geleceğini söylemişti. Onu çok özlemiştim . Eğer gelmezse ona küserdim. Derken zil çalmıştı bile annemler babamı hiç beklemiyorlardı, hemen uykuya dalıyorlardı. Ben ise asla.
Hızla yataktan fırlayıp yapıya koşarak gittim. Kalbim gögüş kafesinime deli gibi vuruyordu. Kapının kolunu aşağıya çektim ve kapıyı açtım. Ama gördüğüm kişi babam değildi. Fakat babamın işe giderken giydiği kıyafetlerin aynısını giymişti. Yere çömelerek "Merhaba güzellik. Bir büyünü çarar mısın"dedi
Ben ise dona kalmıştım.
Babam neredeydi. Ona birşeymi olmuştu. Ama bana söz vermişti, gelecekti. Yoksa yalan mı sölemişti. Hayır! benim babam . asla yalan söylemezdi. O zaman neden babam yerine bu üç tane Asker burudaydı. .
Birden annemin odasının kapısı açıldı. Saçları dağılmış,uykulu gözlerle bize bakıyordu. Ardından abilerimin ve ablamın kapıları açıldı. Onlarda uykululardı. Bir kaç saniye anlamayan gözlerle baktılar. Sonra Serdar Abim "Buyrun" dedi. Adam başını yere eğerek " Konuya nasıl başlayacağımı bilmiyorum ."der demez annemin ağak bağları çözülmüş gibi yere yığılması herşeyi anlatıyordu. Arkadaki sağlık ekipleri bin aceleyle anneme koşması an meselesiydi. Ablam abimin göğüsünde sarsılarak ağlarken küçük abim Çağatay bana sarılıp "Bir şey yok abicim. Güzelim herşey geçecek"diyordu. Ne geçecekti. Hiç bir şey anlamıyordum. Neyden bahsediyordu.
Defalarca kez başımın üstüne öpücükler kondurdu. Ben ise abime bakara" Abi babam ne zaman gelecek" dedim. Abimin gözünden yavaşça bir damla göz yaşı başımın üstüne damladı. Göz yaşını fark edince hemen elinin tersiyle sildi. "Şimdi Deniz'im bebeğim babamın bugün işi çıkmış bir kaç gün sonra gelecekmiş. Gel biz odana gidelim" dedi. Ben ise o gün sabaha kadar babamı bekleyecek derecede özlemiştim.
Abim bana elini uzattı. Elini usulca tutum. Beni odana götürdü. Odaya girdiğimizde beni yatağıma yatırdı. Hemen yanıma uzandı. "Sana söz bebeğim yarın herşey bitmiş olacak"dedi ve beni göğüsüne çekerek koruma altına aldı. Ben" Ama babam bana söz vermişti. Gelecekti. Babam sözünde durmayanları hiç sevmez. O niye sözünde durmadı" dedim. Abim ne diyeceğini bilemez halde bana daha çok sarıldı.
Ağladığını hissediyordum. Ama ona bir türlü dönemiyordum. Bana öyle sıkı sarılmıştı ki nefes bile almakta zorlanıyordum. Derken kolları gevşedive başımı üstünden defalarca kez hatta sabahadar öptü.
İşte o gece ' nin ertesi sabahı anladımki hem annem hemde babamı kaybetmiş çaresiz kalan sekiz yaşında bir kızdım