“bırak” dedim. Ama tuttuğu kolumu bırakmadı. Beni kendine daha çok çekip kendine yasladı. Diğer elini belime koyup hareketlerimi kısıtladı. Başını eğip yüzlerimiz arasındaki mesafeyi en aza indirerek nefesini yüzüme üfledi. Gözlerimin içine bakıp kendinden emin ve o tok sesiyle
“ben izin vermediğim sürece benden bir adım bile gidemezsin öğretmen hanım ” dedi. Başını kaldırıp dudaklarını alnıma bastırdı.
Dudaklarını alnımdan ayırmadan fısıldadı. “bu güne kadar ben izin verdim diye uzaktın şimdi ise yanımdan seni hiç ama hiç ayırmayacağım” dedi sanki Yemir eder gibi.