Kitaplar Özellikler İletişim İndir
KARANLIĞIN KALBİNDE
Fantastik

KARANLIĞIN KALBİNDE

2Beğeni
85Okunma
12 Bölüm
3,059Kelime
15 dkSüre
20.09.2025Tarih
Bin yıllık bir savaşta, periler ve şeytanlar birbirlerinin varlığını yok etmeye çalışır.
Lytha, Ay Perisi ve halkının gururlu savaşçısı, bu savaşa çocuk yaşta tanık olmuş, ailesini şeytanların saldırısında kaybetmiştir. Işığı ve saflığı temsil eden Lytha, düşman olan şeytanların prensi Kael tarafından esir alınır. Kael, bir zamanlar göklerin muhafızı iken ihanetle cehenneme düşmüş ve lanetlenmiş bir varlıktır.

Başta Lytha ve Kael’in arasındaki ilişki tamamen nefret ve düşmanlığa dayanır. Lytha, halkının intikamı ve kendi gururu uğruna savaşmak ister; Kael ise lanetini sürdürürken peri ırkına karşı öfkesini gizleyemez.

Ancak zamanla Lytha, Kael’in içindeki yalnızlık ve kırılmışlığı görmeye başlar. Kael’in laneti ve acısı, onun karanlığının içinde bir ışık aramasını sağlar. Aralarındaki nefret, yavaş yavaş çekime ve yasak bir aşka dönüşür. Lytha, ışığını feda etmeye hazır olarak Kael’in gölgesine dokunur ve ikisi arasında bir gölge-ışık sözleşmesi doğar: Hem birbirlerini kurtaracak hem de kaderlerini birbirine zincirleyecektir.

1

Kanatlarım kırılmıştı.

Ay ışığına susayan bedenim, gölgesiz zindanın taş duvarlarına zincirlenmiş halde soluyordu. Yıldızların ışığını göremiyor, yalnızca karanlığın boğucu sessizliği içinde nefes almaya çalışıyordum.

Burası onun sarayıydı.

Cehennemin kapılarının ardında yükselen o kara taşlardan yapılmış, ateşle nefes alan bir saray. Dışarıdan gören herkes dehşete düşerdi; ama asıl korkunç olan, içeride yankılanan sessizlikti. Sanki bu duvarların içinde zaman bile zincire vurulmuştu.

Ve o geldi.

Adımlarının yankısı bile kalbimi sıkıştırıyordu. Çelik zırhın gölgesi hücremin kapısında belirdiğinde nefesim hızlandı. Gözlerimi ona dikmemek için direndim, ama karanlığın efendisini görmezden gelmek mümkün değildi.

Altın-kızıl gözleri üzerime düştüğünde, içimdeki tüm ışık sanki titredi.

O gözler ateşten yapılmıştı ya da düşmüş yıldızların öfkeli kalıntılarından.

“Peri.” dedi, sesi ağır ve buyurgandı. Ama o sesin altında, garip bir yankı hissettim,sanki yorgun bir yalnızlık.

Dişlerimi sıktım.

“Beni öldürmeyeceksen, zincirlerimi çöz. Karanlığında çürümektense savaşarak ölürüm.”

Kael, karanlığın prensi, dudaklarında belli belirsiz bir gölgeyle bana baktı. Ne gülüyordu ne de öfkeleniyordu. Sadece inceliyordu.

“Senin ışığını söndürmek için acele etmeyeceğim, küçük peri.” dedi. “Belki de içinde sakladığın ışık, benim karanlığımı parçalayabilir.”

O an kalbim daha sert çarptı.

Nefret etmem gerekiyordu.

Ama hissettiğim şey nefretin ötesindeydi: Korkuyla karışık, açıklayamadığım bir çekim.

Karanlığın zincirleri yalnızca bileklerimde değildi.

Yavaş yavaş kalbime de doluyordu.


📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play