Kitaplar Özellikler İletişim İndir
KARANLIĞIN NEFESİ
Aşk/Romantizm

KARANLIĞIN NEFESİ

5Beğeni
7Okunma
1 Bölüm
2,946Kelime
15 dkSüre
22.08.2025Tarih
Genç kızın yalnızlığına umut olan ama kendi içinde hep umutsuzluğu ,mutsuzluğu ,karanlığı yaşayan adamın ölüm kalım savaşında kalbiyle verdiği mücadele.

Yaşamak için ölmek gerek.

Ölmek için yaşıyor olmak.

Nefes içindeki tüm yaşam hevesini kaybetmiş, izbe bir sokakta izbe bir yalnızlığın içinde kaybettiği umutlarını toplamaya çalışıyordu. Lakin farkında değildi ama o asla eski Nefes değildi. Olamazdı.

Acılar, amacı kan pompalama olan organına sıkışmıştı. Çıkarmak ne mümkündü.

Hayallerinin peşinden giderken aşkın ona neler yaptıracağını bilmeyen kötü
kralın yumuşak kalpli kraliçesi olacağından ise bir haberdi.

Nefes, Karanlığın Nefesi mi olacaktı yoksa Karanlığın Kafesi mi?

Bir kadeh kırıldı, bir ruh parçalara ayrıldı. Yaşam söndü, ölüm başladı.

1. BÖLÜM; KARANLIĞIN TARAFI

Herkese merhabalar. ben Demet. Wattpadde çok okunan kitabımı buraya, sizlerin huzuruna emanet ediyorum. 


Sizlerle Nefes'i paylaşmak ve sizleri onların huzuruyla ağırlamak içimdeki hissi büyütüyor. İnanın bana içimdeki hissi sizlere anlatamam. Yayınladığım ilk gün gibi... Lütfen emeğimi görmezden gelmeyin, bölümleri takip edip beğenmeyi ve beni takip edip destek vermeyi unutmayın♥️


Sevgiyle kalın.






Hayat neden hep böyleydi? Kader neden hep bana kazık atmanın peşindeydi? Çarsesizlik, mutsuzluk, kimsesizlik,niye hep benimleydi? Kalbimi sıkıştıran, kıran, parçalayıp ayaklar altında ezen bu hayatın neden kanlı ellerinde ben vardım? 


Yorulmuştum. Ben adımı yaşayamıyordum. 


Ben Nefes. Alamadığı her nefeste biraz daha ölen Nefes. 


Ben Nefes. Elleri kanla doğan Nefes. 


Ailesini parçalayan, hayatı başlamadan son bulan Nefes. 


Ben Nefes. Yorgun, bir çare, ağlak bir kadın. 


Ruhumdaki cam kırıkları on yedi yaşında olmamı umursamadan kalbime saplanıyordu. Doğduğumda kanımla, nefesimle annemi öldürmemişim gibi; bunun vicdan sorumluluğunu yaşamıyormuşum gibi, her geçen gün daha çok acı çekmiyormuşum gibi, camları daha da derine sokuyordu. 


Ben bu hayata bir sıfır yenik başlamıştım. Annesiz, öksüz kalmıştım. Ne bir merhamet, ne bir sevgi… Annesizlik kötürümdü. Annem eğer doktorlarını dinleyip benim nefesimi kesseydi, şimdi babamla o mutlu hayatında var olabilirdi. 


Ben Nefes’tim ama kendime bile yetemezdim. Ki annesine yetememiş kızdan kendine fayda mı olurdu? 


Babam. Ali Işık. Yavaş yavaş kırlaşan, kelleşen saçının tek sebebi bendim. Beni on yedi yılda buralara getirmekten dilinde tüy, başında kıl yoktu. Orta boyuyla benden uzun kalıyordu ama yine de omuzlarındaki yük onu kısa tutuyordu. 


İçimdeki sıkıntıyı tozlu rafa kaldırdım. Kalbimdeki sıkıntılara asla son veremezdim ama yine de onları da yanına ekledim. Ben her zaman buydum. İçe kapanık, sessiz ve ağlak. 


Geneli beyaz olan odamdan çıktım. İçeriye girdiğimde babamın salondaki koltukta oturmuş, camdan dışarı bakarken dumanı üzerinde çayını içtiğini gördüm. Nedensizce gülümserken buldum kendimi. Sonra ilerledim ve salona girdim. Kutu kadar evimizde kutu kadar huzurun içinde mutluyduk aslında. Babam ve ben birlikte mutluyduk. Sadece ikimiz. 


Sakince içeri girdim ve tam karşısındaki gri koltuğa oturdum. “Baba?” Dedim hala benliğimi fark etmemesine şaşırarak. Dalıp giderdi çoğunlukla ama bu kadar da değil. 


Bakışlarını çekmedi ama fark etti beni. “Kar ne güzel yağıyor di mi?” Dedi ılımlı sesiyle. Bakışlarımı dışarı çevirdim. Gerçekten de dolu dolu yağan karın altında olduğumu hayal edip gülümsedim. “Sen en çok karı seversin, yazı sevmezsin.” 


Başımı salladım. “Evet, yazın bunalırım. Ama kış… Off, o bir başka di mi?” Babamla hevesli konuşurdum, o da beni hep sakince dinlerdi. 


Başını bana çevirdi. Buz gözleri ondan daha koyu mavi gözlerine odaklandı. Sonra sarı saçlarıma kaydı. Gülümsedi, ama çok başka bakıyordu. “Saçlarına,

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play