“Planlar yapar ve hayatı kontrol etmeye çalışırız ama sadece kaderimizi yaşarız…”
Kayıp Sevgiliye Ağıt
Ey sevdiğim, ses ver! Ses ver bana yoksa kaybolacağım seni ararken bu sularda.
Ruhum, ruhunu yana döne arayan ince kanatlı bir kelebek. Rüzgârlar sert, dalgalar hırçın ve kanatlarım titrek.
Ansızın gitmek var mıydı sözünde? Bak ne perişan kaldı kelebeğin geride?
Beni düşünmeden karanlık sularda kayboldun ve ben tüm manzaramı siyaha boyayan bitmez bir geceye hapsoldum.
Karanlık damarlarıma kadar işliyor ilmek ilmek. Yüreğime düşen ateş acımasız bir canavar gibi beni yiyip bitirecek.
Varlığın nasıl bir ödülse bana, yokluğun bin beter korkunç bir ceza.
Dalgalar nasıl da hiddetle vuruyor kıyıya. Sanki onlar bile seni geri getirmek için çırpınıyor. Peki neden, neden gelmiyorsun sarılıp hırçın dalgalara?
Ses ver bana yalvarırım, döneceğini söyle! Fısılda uzaklardan bana. Kim ne derse desin bekliyorum seni, kaybolup gittiğin bu sahilde…
BÖLÜM -1-
Yorucu bir sene ve girdiğim son sınavın ardından sevdiğim adamla son gecemi geçiriyordum. Okul nihayet tatile girmişti ama ben birçok kişinin aksine buna sevinemiyordum. Yarın otobüse binecek, bu şehirden ve sevdiğim adamdan kilometrelerce uzağa gidecektim. Onu birkaç ay göremeyecektim muhtemelen ve ikimiz de sanki bu birkaç aya yetecek kadar çok şeyi bu gece yaşamak istiyorduk.
Kağan’la birlikteliğim ikinci senesini bitiriyordu. Okulun ilk yılı benden bir sınıf büyük olan Kağan’la henüz sevgili değilken ben taşradan yeni gelmiş ve kendini aç kurtlara karşı korumaya yemin etmiş bir kuzu gibi bütün bir sene savunmada kaldıktan sonra birinci sınıfın son zamanlarında başlayan bir aşktı bizimkisi. O hayatıma aniden girmiş ve kurtlar sofrasında zırhıyla dolaşan bu kuzuyu kanatları altına almıştı bir nevi. Aslında kendimi savunma konusunda yetenekli olsam da Kağan’ın sevgilim olması sebebiyle peşimde dolaşan ve tek dertleri sadece biraz oynaşmak olan birçok kişi benden uzak durmaları gerektiğini anlayarak başka avların peşine düşmüşlerdi. Tabii bu da ayrı bir hikâye ama ben şimdi sadece sevdiğim adamın burnuma dolan arzu ve tutku yüklü kokusuna odaklanmıştım.
Geceyi geçirmek için benim evimi seçmiştik. Ev arkadaşımı dün yolcu ettikten sonra bu Kağan’la baş başa geçirdiğimiz ikinci gece oluyordu. İlişkimiz ikinci yılını tamamlarken çoktan evlenmeye karar veren iki sevgili olarak bazı şeylerin daha fazla beklemesine gerek görmemiştik. Hâlâ bu kararı nasıl vermiş, nasıl cesaret etmiştim bilmiyorum ama son sevgililer gününde olan olmuştu. O geceden beri sanki her şey daha ciddi daha tutkulu bir hal almıştı ikimiz için de. Pişman mıydım? Hayır, Kağan bana böyle bir duygu yaşatacak hiçbir şey yapmamış, bilakis her geçen gün ona olan güvenimi perçinlemişti.
Geçirdiğimiz ve her şeyin değiştiği son sevgililer gününde, akşamı Kağan’ın evinde geçirmeye karar vermiştik. Bu