 
				Alarm çaldığında kız gece geç yattığı için kendisine lanet ederek yataktan doğruldu.
Ancak bu hayatta uykudan daha çok sevdiği bir şey varsa o da keman çalmaktı. Saatlerce prova yapar bütün notalar muazzam bir ahenk oluşturana kadar hiç üşenmeden uğraşırdı.
Yüzünü yıkamak için banyoya giderken bugün arkadaşlarıyla yapacağı provayı düşünüp gülümsedi.
Üç kişilik grupları vardı ve şu anlık sadece çeşitli şarkıları cover yapıyorlardı. Aslında üçü de birbirinden yetenekli ve ellerindeki aleti adeta konuşturan sanatçılardı.
Çağrı, Alper ve Asya...
Konservatuarda tanışmış ve kısa zamanda harika arkadaş olmuşlardı. Hiçbirinin meşhur olmak veya kayıt altına aldıkları performanslarla izlenme rekorları kırmak gibi dertler yoktu. Sadece aletlerini ellerine aldıklarında geri kalan her şeyi unutmak iyi geliyor ve birbirlerini tamamladıklarına inanıyorlardı. Bu da onlar için fazlasıyla yeterliydi...
Ve tabii gidecekleri mekanın sahibi Aydın Abi...
Asya, arada babasının baskısı ve hayatındaki yoğunluk nedeniyle yanına telefon ve para almadan çıkar ve saatlerce dolaşırdı. Arkadaşları bunun çok aptalca olduğunu defalarca anlatmaya çalıştılar ancak kızın sorunlarıyla başa çıkabilmek için bildiği en etkili yollardan biriydi ve arada kafa dinlemekten daha farklı faydaları da olmuyor değildi...
Yine yıllar önce babasının üstünde kurduğu psikolojik baskıyı defetmek için kendini sokağa attı uzun saatler boyunca dalgın bir şekilde kah yürüdü kah bir banka oturup insanları inceledi. Onu kendine getirense birden şiddetle bastıran yağmur oldu. Ne yapacağını şaşırmış bir halde etrafına bakarken şu an ne arkadaşlarını arayıp kendisini almalarını isteyebilirdi ne de bir taksiye binip evine gidebilirdi. O arada yolun karşısında olan butik bir pastane gözüne takıldı. Sahibi iyi biriyse belki telefonu kullanmasına izin verir, arkadaşlarını beklerken de ıslanmamış olurdu daha fazla.
Kapıyı açtığında ciğerlerine dolan tarçınlı kurabiye kokusuyla gülümsedi ve içeriye doğru yürümeye başladı. Kapıdaki minik çanın sesiyle mutfaktan gelen adamla bakışları kesişti. Adam çok sevecen ve babacan bir tavırla selamladı kızı.
"Buyurun. Ne arzu edersiniz? Fırından şimdi çıktı kurabiyelerimiz, deneyin derim eşimin gizli tarifidir öyle her yerde de bulamazsınız."
Asya yanına para almadığı için hayıflandı çok da güzel kokuyordu gerçekten.
"Ah şey.." dedi biraz utanarak " Şimdi değil ama en kısa sürede alıp doyasıya yiyeceğime emin olabilirsiniz. Ancak şuan sadece telefonunuzu kullanmak istediğimi söylesem?"
Adam hafif belli olan göbeğini tutup kahkaha attı.
"Tabii yavrum neden utanıp sıkılıyorsun öyle? Al bakalım." deyip telefonu uzattı.
Asya, Çağrı'yı arayıp onu almasını istedi ve mekanı tarif etti. Arkadaşlarını bir masada usulca beklerken önüne konulan tabakla bakışları karşısındaki adamı buldu. Hafifçe gülümserken aldığı kurabiyeyi ağzına götürdü. Ağzında dağılan enfes kurabiyeyle az daha gözleri dışarı fırlayacaktı, annesi de