Kitaplar Özellikler İletişim İndir
KEMANCI🎻
Dark Romance

KEMANCI🎻

6Beğeni
21Okunma
3 Bölüm
5,160Kelime
26 dkSüre
12.10.2025Tarih
Hayatta birçok şeyi seçimleriniz doğrultusunda yaşayabilirsiniz. Peki ya kaderinizdeki kişiyi? Her zaman onu seçebilir misiniz? Bazen hayatın tepetaklak olması, kökünden değişmesi için gereken sadece küçücük, kısacık bir andır. Tek bir an… Asya belki de o gün kafeye gitmeseydi o adamla göz göze gelmeseydi sıradan yaşamına devam edebilirdi… İhtimaller sonsuz olsa da kaderin önüne geçilmeyeceğini o da zor yoldan öğrenecek. Kaba saba, kendi naif bedenini korkudan titretecek kadar heybetli ve baştan aşağı dövmeyle kaplı olan o adamla. Ali’yle…
*********
"Dur" diye inledi kadın sonra yaptığı hatayı farkedip gözlerini kısarak adama döndü.
"Beni kötü etkiliyorsun."
Adam sanki avına yaklaşan bir aslan gibi sessizce kadına doğru yürüdü ve yanında minicik kalan bedeni duvarla arasına sıkıştırdı. Eğilerek kulağını hafifçe ısırdı ve boğuk bir sesle konuştu.
"Ne düşündüğümü bilmek ister misin Kemancı?" cevap bekler gibi hafif geriye çekilip kadının tepkilerini izledi. Kadın, adamın onu beklediğini kısa bir süre sonra farketti ve hangi ara kapandığını hatırlamadığı gözlerini açıp küçük bir nefes vererek belli belirsiz kafasını salladı.
"Ben içindeki gerçek seni ortaya çıkarıyorum."
Kulak memesini tekrar ısırıp geri çekildi kadına ufak bir bakış attıktan sonra da odadan çıkıp kapıyı kapattı.
Kadın göğsünü delip geçmek ister gibi hızla atan kalbini kontrol etmeye çalıştı. Ufak bir nefes vererek kapanan kapıya doğru fısıldadı
"Siktir..."

BÖLÜM-1

    Alarm çaldığında kız gece geç yattığı için kendisine lanet ederek yataktan doğruldu. 

    Ancak bu hayatta uykudan daha çok sevdiği bir şey varsa o da keman çalmaktı. Saatlerce prova yapar bütün notalar muazzam bir ahenk oluşturana kadar hiç üşenmeden uğraşırdı.

   Yüzünü yıkamak için banyoya giderken bugün arkadaşlarıyla yapacağı provayı düşünüp gülümsedi. 

   Üç kişilik grupları vardı ve şu anlık sadece çeşitli şarkıları cover yapıyorlardı. Aslında üçü de birbirinden yetenekli ve ellerindeki aleti adeta konuşturan sanatçılardı. 

   Çağrı, Alper ve Asya... 

  Konservatuarda tanışmış ve kısa zamanda harika arkadaş olmuşlardı. Hiçbirinin meşhur olmak veya kayıt altına aldıkları performanslarla izlenme rekorları kırmak gibi dertler yoktu. Sadece aletlerini ellerine aldıklarında geri kalan her şeyi unutmak iyi geliyor ve birbirlerini tamamladıklarına inanıyorlardı. Bu da onlar için fazlasıyla yeterliydi... 

   Ve tabii gidecekleri mekanın sahibi Aydın Abi... 

   Asya, arada babasının baskısı ve hayatındaki yoğunluk nedeniyle yanına telefon ve para almadan çıkar ve saatlerce dolaşırdı. Arkadaşları bunun çok aptalca olduğunu defalarca anlatmaya çalıştılar ancak kızın sorunlarıyla başa çıkabilmek için bildiği en etkili yollardan biriydi ve arada kafa dinlemekten daha farklı faydaları da olmuyor değildi...

   Yine yıllar önce babasının üstünde kurduğu psikolojik baskıyı defetmek için kendini sokağa attı uzun saatler boyunca dalgın bir şekilde kah yürüdü kah bir banka oturup insanları inceledi. Onu kendine getirense birden şiddetle bastıran yağmur oldu. Ne yapacağını şaşırmış bir halde etrafına bakarken şu an ne arkadaşlarını arayıp kendisini almalarını isteyebilirdi ne de bir taksiye binip evine gidebilirdi. O arada yolun karşısında olan butik bir pastane gözüne takıldı. Sahibi iyi biriyse belki telefonu kullanmasına izin verir, arkadaşlarını beklerken de ıslanmamış olurdu daha fazla. 

   Kapıyı açtığında ciğerlerine dolan tarçınlı kurabiye kokusuyla gülümsedi ve içeriye doğru yürümeye başladı. Kapıdaki minik çanın sesiyle mutfaktan gelen adamla bakışları kesişti. Adam çok sevecen ve babacan bir tavırla selamladı kızı. 

  "Buyurun. Ne arzu edersiniz? Fırından şimdi çıktı kurabiyelerimiz, deneyin derim eşimin gizli tarifidir öyle her yerde de bulamazsınız."

   Asya yanına para almadığı için hayıflandı çok da güzel kokuyordu gerçekten. 

  "Ah şey.." dedi biraz utanarak " Şimdi değil ama en kısa sürede alıp doyasıya yiyeceğime emin olabilirsiniz. Ancak şuan sadece telefonunuzu kullanmak istediğimi söylesem?" 

   Adam hafif belli olan göbeğini tutup kahkaha attı. 

   "Tabii yavrum neden utanıp sıkılıyorsun öyle? Al bakalım." deyip telefonu uzattı.

   Asya, Çağrı'yı arayıp onu almasını istedi ve mekanı tarif etti. Arkadaşlarını bir masada usulca beklerken önüne konulan tabakla bakışları karşısındaki adamı buldu. Hafifçe gülümserken aldığı kurabiyeyi ağzına götürdü. Ağzında dağılan enfes kurabiyeyle az daha gözleri dışarı fırlayacaktı, annesi de

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play