Kitaplar Özellikler İletişim İndir
Kimsesiz Fırtına
Gençlik

Kimsesiz Fırtına

6Beğeni
67Okunma
7 Bölüm
7,905Kelime
40 dkSüre
24.09.2025Tarih
"Her Fırtına'nın içinde kaybolmuş bir ruh vardır.
Kumsal, sevilmeyi bilmeden büyümüş, kendini sessiz bir acının ortasında bulan bir kız.
Ailesinin sevgisizliğiyle başlayan bu fırtına, onu kendi iç dünyasında savururken...
Bir gün, kaybolduğu o karanlıkta bir ışık belirir.
Ama bazı ışıklar ısıtmaz... Bazı ışıklar yakar.

"Kimsesiz Fırtına" ----- Sevilmeyi öğrenememiş bir kalbin, kendini bulma hikâyesi.

Belki de bu hikâye, sadece Kumsal'ın değil --- kendi içindeki fırtınada kaybolan herkesin hikâyesi.

Birlikte savrulmaya ve yeniden toparlanmaya ne dersiniz?"

1 bölüm "Kâbus"

İnsan kendi yalnızlığının içinde boğulur mu?
Ben boğuluyordum.

• • • •

Koşuyordum...Ağlayarak,ellerimde ve ayaklarımda kanlarla.Neden koştuğumu bilmiyordum.Nereye varacağımı da.Sadece koşuyordum, neden kaçıyordum? Kimden ve Neden?
Hiçbir fikrim yoktu..

Kan ter içinde uyandım yine kabus görmüştüm. Gözlerimi açıp uyandığım zaman bile bitmiyordu.

Sanki uyurken gördüklerim değil,uyandığımda karşılaştıklarım asıl kâbustu.

İnsan bir anıyı kaç kez unutmaya çalışır?
Ben her sabah yeniden başlıyorum..ama o gece...hep bir köşede saklanıp beni bekliyor.

Kendime gelip rutin işlerimi hallettim,birşeyler atıştırıp çantamı hazırladım ve üniversiteye doğru yola koyuldum şuan saat 08:40 ve benim dersim 09:30'da başlıyor.

Hava hafif yağmurluydu,en sevdiğim.
Böyle havalarda yürümeye bayılırdım.
Özlemim uyanırdı,gözlerim dolar içimde burukluk oluşurdu.
Kimleri özlerdim mesela?Beni kırıp parçalayan insanları mı?Ya da beni yarı yolda bırakanları mı?
Hayır.
Onlarla yaşanmış anıları özlerdim,o an yaşadığım ve birdaha bana uğramayacak olan o duguları özlerdim.
Ne kadar acı, ne kadar kırıcı öyle değil mi?

Saat 09:10 üniversite kapısından geçip saati kontrol ettim,sınıfıma çıkıp sırama geçtim. Dersten sonra işe geçecektim.

Radyo ve Televizyon programcılığı okuyordum bu sene benim son senemdi.
Zil çalınca hoca derse başladı,

Merhaba çocuklar, defterlerinizi çıkartın not alacaksınız,
bu günün konusu
Görüntü ve ses teknolojileri..

Hoca bir sürü şey anlatmıştı önemli olan kısımları not almıştık.

Dersimiz bitmişti işe gitme zamanım geldi de geçiyordu! Sınıf arkadaşlarım toplanmış plan yapıyorlar ama ben işe gitmeliydim yine onlara katılamayacaktım.

10 dakika kadar mesafe vardı, restoranda çalışıyordum belirtmem gerek bunu, ünlülerin her hafta uğradığı restorandı burası! Garson değildim, ancak ilk işim garsonluk olmuştu burada..

Şuan kasadayım, bilgisayar başında. Ama insan yoruluyor işte! Eve gider gitmez bu yüzden çabuk uyuyordum.

Yaşıtlarım da çok zorluklar çekiyor doğru evet ama geçmişte yaşadıklarım hâlâ gözlerimin önünde, kâbuslarım bana hatırlatıyor unutturmuyor.

Ben unutmak istedikçe evren bana hatırlatmakta ısrarcı oluyor.

Restoranı kapatıp eve doğru yola koyuldum, yarım saatlik yol ve ben bu yorgunlukla bu kadar uzun süre yürüyemem. Otobüs durağında 10 dakika bekleyişimin ardından otobüs geldi ve ben eve doğru yola koyuldum.

Kulaklık, çiseleyen yağmur damlaları ve ben.
Kulaklığımda "Cem Adrian-Keskin" çalıyordu.
Gözlerim dolu dolu, gökyüzünden bir farkım yoktu..Dokunsalar ağlayacaktık..

Ailemi özlemiştim,bilirsiniz.. Affedilemeyecek insanlar hep özlenirler.

Keşke ailem, kardeşlerim gibi bana da güvenip sarılmış olsaydı,sıkı sıkı tutup bırakmamış olsaydı. Onlara gösterilen sevgi ve güveni benden esirgememiş olsalardı..
Belki o zaman ben de tam olurdum,yarım kalmazdım öyle değil mi?

Kafamı yasladığım pencereden çektim,tam mahallenin karşısında indim,son duraktı zaten.

Eve kadar adımlarımı hızlandırdım,geçip kapıyı kitledim.
Yine rutin işlerimi halledip kendimi yatağa attım her günüm böyle sıkıcı sıradandı. Yarınlarım hariç, kâbus görmek her sabah günümü mahvediyordu.

Keşke en azından aşkta yüzüm gülseydi be! Hayatımda kimse yoktu,daha önceler olmuştu evet ama şimdi yoktu.

Birinin omzuna kafamı yaslayıp güvende hissetmek isterdim aslında!Ama nerdee..

Artık gözlerim

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play