UYARI!
•tetikleyici olabilecek unsurlar barındırmaktadır, lütfen etkileneceğinizi düşünüyorsanız okumayınız, teşekkürler. (tw: deprem, 6 şubat, enkaz, ölüm vb. tetikleyici olabilecek unsurlar.)
**
Gökyüzü karanlık, hava yağmurlu, günlerden Pazar, yelkovan üç rakamının üstünde. Kıyamete sadece iki dakika kaldı, hazır mısın? Değilim, kimse de değil zaten. Herkes derin bir uykunun içinde; kimi yarın erken kalkıp işe gidecek, kimi okula... Düşünce de yani, öyle. Teori de peki? Size benim anlayamadığım, daha doğrusu anlamlandıramadığım bir şey sormak istiyorum; yarınımız olduğundan sanki çok eminmişiz gibi ne diye erteleriz sürekli bir şeyleri? Biliyor musunuz, onlar ertelediklerinin altında kaldı. Biliyor musunuz, gidemediler, ne okula ne işe. O gecenin sabahında birden çok şehir mezar oldu insanlara; uyudukları yatakları, mezarları oldu.
06.02.2023, Pazar, 04.17
Kıyameti anımsatan o anların yaşandığı tarih.
Çaresizliğin bir felaketle aramıza sızdığı anların yaşandığı o gün.
En acı feryatların ve en derin ölüm sessizliklerinin aynı anda yaşandığı o saat dilimi.
Haber kanallarında kırmızı bültenle geçiliyor; hayır şehidimiz yok, çünkü şehitlerimiz var bizim bugün, ülkecek yastayız.
Domino taşlarını sever misiniz? Ben severim, üzgünüm, çünkü severdim. Domino taşları yerine birbiri üzerine devrilen binaları görmeden önce. O evler birer mezara, evlerin bulunduğu şehirler birer mezarlığa dönüşmeden önce.
Dedem derdi ki; bilmediği bir konuyu öğrenmek için çaba gösterirken, bomba elimde patlarsa bir gün eğer, pimi geri takmak için kızım.
Özür dilerim dede. Böyle bir şey nasıl öğrenilir, öğrendikten sonra nasıl tepki verilir bilmiyordum ve o bomba benim elimde patladı dede. Pimi geri takmayı bilmiyordum, öyle bir bilmiyordum ki, öğretmen için gözlerim seni arıyordu; enkazın altında kaldığını bile bile. Dede, öldüğünü bile bile gözlerim seni arıyordu. Öyle bilmiyordum, öylesine.
Özür dilerim ben çok, kendi adıma, binlerce defa.
Anne, baba... Duyuyor musunuz beni?
Canım kız kardeşim, Karaca'm... Görüyor musun beni?
Ben sizi duyamadım, ben sizi göremedim, ben sizinle o enkazın altında kalamadım.
Affetmeyeceğim hiç kendimi.
Siz de affetmeyin.
Çok acı çektiniz mi? Düşünmemeliyim. Son nefesinizi verirken ne düşünüyordunuz, ben aklınıza geldim mi? Çok korktunuz mu... Karaca çok korkar karanlıktan. Düşünmemeliyim.
Babacığım, attığın mesajlar yeni düşüyor ekranıma, gözyaşlarım süslüyor parmaklarından akan kelimeleri okurken dudaklarım. Şebekeler çekmiyormuş. Çok komik, değil mi? Hayır kabul etmiyorum bu sorumsuzluğu, etmeyeceğiz de.
Söz veriyorum, bugüne kadar tutamadığım tüm sözlerin yerine geçsin, anne-baba bugüne kadar benden olmamı istediğiniz ne varsa hepsini olacağım, bu dünyada sizi mutlu edemedim belki ama orada mutlu olmanız için tüm gücümle çabalayacağım.
Karaca... Sana seni sevdiğimi hiç sesli söyledim mi, inan hatırlamıyorum ve çok kızıyorum bu noktada kendime. Söylemeliydim, sevgi hissettiğinde özeldir