Öncelikle yeni kitabımla karşınızda olduğumu duyurmaktan memnuniyet duyarım. Bu kitabı diğer kitaplarımdan ayıran bir şey var! Ve bunu siz okurlarımla paylaşmak istiyorum.
Benim için çok değerli bir insanı kaybettim. Tuhaf olan o kişiyi birebir tanımadığım halde ailem gibi görmemdi! Kitabımda onun sadece ismini kullanacağım. Ne kurgu ne de karakterin onunla uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Gaye, ülkece yaşadığımız 06.02.2023 depreminde hayatını kaybetti. Beni tanımadığı halde yeni bir ortama alışmam için sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi her anımda yanımda oldu. Onunla yüz yüze hiç görüşmedik. Bir kere şansım oldu ama ona da ben gidemedim.
Gaye, hem bana hem de diğer arkadaşlarıma tıpkı bir anne sıcaklığıyla yaklaştı ve her anımızda yanımızda oldu. Yıllarımı verdiğim dostluklarım oldu ama hepsini toplasan bir Gaye etmedi.
"Benden sadece bir yaş büyük olmana rağmen, bana abla olup yol gösterdiğin için teşekkür ederim."
Onun yaptığı bir paylaşımı ekran görüntüsü almıştım. Ölümsüzleştirmek için buradan paylaşacağım.
Birbirinizle geçirdiğiniz her anın tadını çıkarın. Ölümün gerçek olduğunu lütfen unutmayın! Pişmanlıklarla dolu bir hayat yaşamayın! Sizi çok seviyorum. Hepiniz çok değerlisiniz! Bunu kendinize her zaman hatırlatın! Bu kitabı papatyaya âşık olan kıza ithaf ediyorum. Gittiğin yerde mutlu ol. Seni asla unutmayacağım...
🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼
Yatağımda uzanmış camdan aşağıya doğru kayan yağmur damlalarını seyrediyordum. Yağmurun sesi beni sakinleştirirken hayallere dalmamak mümkün değildi. Gözlerimi kapatıp fısıldadım.
"Dayan Gaye! Bu delikten kurtulmana sadece birkaç ay kaldı. İstediğim puanı aldığımda ver elini..."
Sert bir şekilde duvara çarpan kapıyla yerimden sıçradım. Müdüre hanım çatık kaşlarıyla bana bakarken ben yavaşça toparlandım.
"Bozmasaydın keyfini! Ne o? Gideceksin diye buranın kurallarını yok mu sayıyorsun?"
Başımı önüme eğip bana karşı kustuğu nefret cümlelerini dinledim. Müdüre hanımın genel olarak tavrı bu olsa da bana karşı biraz daha sertti. Kızı Elif benim yüzümden dershanede yapılan denemelere hep ikinci oluyordu. Benim için zor olan hayatı mümkünmüş gibi daha da zorlaştırıyordu.
"Ben konuşurken yüzüme bak!"
Kafamı kaldırdığımda gözlerinden okunan saf nefretle tekrar eğmek istedim ama bunu yaparsam daha da öfkeleneceğini bildiğimden çekingen bakışlarımı gözlerinden ayıramadım. Bana doğru bir adım attığı sırada kapı tekrar açıldı.
"Kader Hanım. Telefonunuz ısrarla çalmaya devam ediyor. Önemli olabilir."
Kurtarıcım olan Esin ablaya baktığımda bana göz kırptı. Kader Hanım telefonu alıp bana uyarı dolu bir bakış attı ve çıktı. Tekrar yatağa uzandığımda Esin abla yanıma geldi.
"Sen hiç akıllanmaz mısın Gaye? Neden kızdırıyorsun ki kadını?"
"Yapma abla. Onun kızması için benim bir şey yapmam gerekmiyor ki! Varlığım yeter."
"Abartıyorsun Gaye. Şuan aşağıda temizliğe yardım ediyor olman gerekiyor. Ama sen burada boş boş oturuyorsun."
"Boş oturmuyorum. Yağmuru izliyorum."
Esin ablanın dudakları yukarı kıvrılırken