Bir dünyanın yansıması, bir kaderin bedeli...
Kendi evinden çekip koparılan ve başka dünyaya götürülen Hare'nin hikayesi. O çok küçükken Marselya'ya getirilmişti, hapsedilmişti. Şimdilerde 20'li yaşlarında bir genç kızdı bu dünyada. Ancak Hare hala bu dünyanın çocuğu değildi. Zaten ne gelişi bekleniyordu ne de yeri hazırdı. Karanlığın içinde sessizce bırakıldı dünyaya. Ama o yine de bütün yüreğiyle yalnızca geçmişe değil, geleceğin akışına da meydan okuyordu.
Ve kendi bedenine bile yabancıydı. Kendi ruhuna bile...
Marselya ise yalnızca bir şehir, sıradan bir dünya değil. Bildiğimiz dünyadan kopuk; zamanın büküldüğü, ritüellerin hüküm sürdüğü ve sırların ayakta tuttuğu başka bir alem. Burada geçmiş unutulmaz geleceğe ise güven duyulmaz. Her bir sokak gölgeleriyle konuşur, her sessizik bir şeyler fısıldar.