Kitaplar Özellikler İletişim İndir
Matemde Kalan Düşler
Aşk/Romantizm

Matemde Kalan Düşler

34Beğeni
133Okunma
13 Bölüm
63,988Kelime
5 saat 20 dkSüre
11.08.2025Tarih
Yetişkin okurlar için uygundur

İblis gecenin en karanlığına, ayın koynuna kızıl bir gölge var etti. Ay ağladıkça yer yüzüne kızıl gölgeler yağdı yağmur damlası gibi.
İblisin pençelerinde var oldu karanlığın en zifiri kadını. Kızıl saçlarının gölgesi düştü bütün kötülüklerin üstüne var etmek istedi kadının sesini.

🕯️
" Burası gül bahçesinin dikenli vadisi,
bir matemin riyakar sokağı
ve acının en dibi. Bir yasın küllenmiş durağı sevgisiz kalmış bir yüreğin feryadı."dedim hem öfke dolu hemde çok kırılgan sesimle.

" Burası Cennetin en güzel vadisi Lotus çiçekleri ile dolu " dedi kalbimin tam üstünü öperken sonra devam etti.

" Sen Özgürlüğün içinde ki iz sin. Ve özgürlük daima bir iz den ibarettir. Yani sevgilim ben senden ibaretim "


Not :Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür. Gerçekler ile bağdaştırılamaz

Matemde Kalan Düşler

Başladığınız tarihi bırakmanız istiyorum

İlk yazdığım tarih
14. 02 2020

Yeniden yazdığım tarih
23. 12 2021

Büyük bir heyecanla yazdığım hikayemle karşınızdayım.

Buraya uzun uzadıya cümleler yazmak isterdim ama sizi bu kadar sıkmak istemiyorum
O zaman haydi hep beraber kızıl saçlı kadının hayatına dahil olalım.

Kadınların sesinin duyulmadığı bir yerde adaletin güneşi doğmaz

" Matemde Kalan Düşler"
TANITIM

Her şey zemheri bir kış günü ile başladı...

O kıştan sonra bir daha bahar uğramadı körbe yüreğime

Güzde kaldı düşlerim, hazanda kaldı koca hayatım

Ve bir kadın doğdu içime, sözleri emir bakışları ölüm kokan.

Duygularımı söküp alan. Ruhuma kızıl gölgenin tohumlarını eken. O kadına boyun eğdim.

Kendi yarattığım kadına boyun eğdim... Ona tutsak oldum. Şimdi dinle kaç tane duygum matemin gölgesinde kayboldu.

Ve unutmayın burası, matemde kalan düşler sokağı...

28 Şubat 2000

Küçük kız evinin geniş bahçesinde yer yer kar olan. Yer yer ise çamur kaplı zemine oturmuş, ayaklarını karnına kadar çekip, içli içli ağlıyor. Belki dakikalar belki de saatlerdir...ocak ayının o soğuk havasında oturmuş ağlıyor.
Küçük ellerine çamur bulaşmış. Çok sevdiği pembe taçı da kirlenmiş ama bunlar onun umrunda değil.

Minik elleri çok üşümüş küçük burnu ve yanakları al al olmuş ama o oturduğu ağacın altında kalkmıyor bir türlü. Soğuk tenine değil yüreğine işlemişti.
Kaderin o küçük kız için biçtiği hayat ona çok ağır gelmiş, henüz beş yaşındaydı sadece

Gözlerinden boncuk boncuk akan yaşları aldırış etmeden başını kaldırıp gökyüzüne baktı. Güneş batmak üzere, yerini alacakaranlığa bırakıyor. Hayaller bitmişti. Işıklar sönmüştü. Altında oturduğu kocaman ağaçtan küçük bir buz parçası minik kızın siyah uzun saçlarına değdi. Buna çok öfkelendi küçük kız.
Sanki herkes ona vurmak için bekliyordu.
Oturduğu yerden hırsla kalkıp ağacın gövdesine minik elleriyle yaptığı yumruğu geçirdi. Ama bu onun öfkesini geçirmedi. Bir tane daha vurdu. Sonra bir tane daha... Bu böyle devam etti. Taki küçük ellerinde kani görene kadar.

O kandan çok korkardı. Ama ilk kez hiç korkmadı. O gün büyüdüğünü anladı.

Şefkatla okşanmadığında saçların, işte o zaman artık büyürsün.

Ellerinde oluşan yaraları umursamadan tekrar kalktığı yere oturdu. Halası ne derse desin ikna olmadı minik kız. Küçük olmasına rağmen yaşından büyüktü öfkesi. Halasına aldırış etmemişti. Çünkü o halasından nefret ederdi.

Halası hep babasının kötü işler yaptığını söylerdi. Onun babası bir kahramandı , neden halası onun kötü işler yaptığını söylüyordu ki küçük kız hiç anlamıyordu

Etrafta ki korumlara baktı. Minik parmaklarıyla saymaya çalıştı. 1 2 3.. dedi ve sonrasını bir türlü hatırlıyamadığı için onlara bakmayı bıraktı. Neyse ki az önce ağaca