Kitaplar Özellikler İletişim İndir
Mührün Kehaneti: Tanrıların Uyanışı
Fantastik

Mührün Kehaneti: Tanrıların Uyanışı

10BeÄŸeni
904Okunma
16 Bölüm
53,166Kelime
4 saat 26 dkSüre
06.07.2025Tarih
Tunay, arkeolog olarak gittiği ilk kazısında lahitler, heykeller ve antik eserler bulmayı umarken, asırlar önce Mısır'ın kumlarına gömülen kehaneti uyandıracağından habersizdi. Kumlarla kaplanmış tarihe, her fırça darbesini vurduğunda mantığının kabul edemeyeceği olaylar ve kişilerle karşılacaktı... Bu yolda yanında olan kişi aynı zamanda karşısında olacaktı.
*
*
*
Güneş bir kez daha doğduğunda,
uyanacaktır ruhlar.
Kehanete uzanan eller,
geciktirecektir sadece yaşanacakları.
*
*
*
Joseph Kareem bir zamanlar kana bulanmış bedenleri arkasında bırakıp terk ettiği ülkeye iş için geri döndüğünde yine de her şeyin sorunsuz ilerleyeceğini düşünüyordu. Lakin attığı her adımın geçmişinden gelen gölgelere takılacağını hiç bilmiyordu. Kanlı geçmişi bir kehanetle düğümlenmişti... ve düğümü çözmesi için tutunduğu kişi belki de kalbinin sahibi de olacaktı.

GiriÅŸ

Hoş geldin sevgili okur. Hikayeme tıklayarak bir şans verdiğin için teşekkür ederim. Benimle birlikte çıkacağınız bu yol öncelikle uzun aynı zamanda heyecan dolu olacak. Her bölümün sonunda merak duygunuz zirvede olacak.

Buraya okumaya başladığınız tarihi ve saati not düşebilirsiniz.

İyi okumalar diliyorum. Tekrardan HOŞ GELDİN.

***

"Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir" demiş Rus yazar Lev Tolstoy. İşte ben bugün, bu cümlenin öznesiyim.

İstanbul Havaalanı her zaman olduğu gibi tıklım tıklımdı. Burada vakit geçirirken insan aslında hayatın nasıl hızlı aktığını çok daha iyi fark edebiliyordu. Kulağıma dolan uçuş anonslarını kulak ardı ederken odağımı gözlerimin içine sıcacık duygularla bakan aileme verdim tekrardan. Canım annem ve babam. Onlar da ben de aslında alışmıştık bu vedalara ama yine de alışmak tüm bu hissedilen duygulara engel olamıyor. Gözüm, ileride bulunan büyük saate odaklanırken annemin aksanlı sesini duydum.

"Her şeyini yanına aldın değil mi? Unuttuğun bir şey olmadığından emin misin?" Ah, benim evhamlı annem.

"Hayatım, sanki sen bu soruyu önce de sormuştun. Evdeyken, arabadayken, havaalanına ilk geldiğimizde..." Ve benim rahat olma konusunda adını duyurmuş babam.

"Annecim, evet her şeyimi aldım ki eksik olsa da orada eksiklerimi halledebilirim. Çünkü ben kaç yaşında kadınım." Sözlerimin sonuna doğru çatılan kaşları gördüğüm gibi babamın da kıkırtısı kulağıma çoktan gelmişti.

"Evet, haklısın seni anne olmadan anlayamayacağım ama canım annem biraz rahatlasan mı acaba? Sonuçta senin memleketine gidiyorum. Ayrıca bu ilk defa da değil." Annem, ailesi söz konusu olduğunda ekstra evhamlanan birisi olsa da biz onun bu hallerini çok sevimli buluyorduk. Bazen de bunaltıcı...

"Biliyorum ama yine de ben anneyim. Oradayken anneannenleri ziyaret etmeyi unutma sakın. Haberleri var ve yanlarına gitmezsen üzülürler. Zaten bana tavır yaptılar neden bizimle kalmıyor torunumuz diye." Demek ki anne de olsan kendi annenin tavırlarına maruz kalabiliyormuşsun.

"Siz de biliyorsunuz ki çalışmaya gidiyorum ve çalışma alanım anneannemlerin evine çok uzak, istesem de kalamazdım. Tabii ilk fırsatta tontişlerimi ziyaret edeceğim. Çok özledim onları." Bu açıklamayı onlara defalarca yapmış olsam da sanırım evlat olmak böyle bir şeydi. Babam göğsünde birleştirdiği kollarını çözdükten sonra arasına hayat arkadaşını aldı ve ben bu görüntü karşısında dolu dolu gülümsedim. Onların arasındaki bu ilişki benim için daima rol model olmuştu. Birbirlerine olan sevgileri çok güzel olsa da, onlara bakanlar daha çok aralarındaki saygıya ve birbirlerini desteklemelerine hayran oluyordu.

"Birtanem, sen zaten ne yapacağını bildiğin gibi ne yapmayacağını da bilen bir kadınsın. Oraya git ve sadece işine odaklan. Gereksiz şeyleri kafana dert etme ama en önemlisi..."

"EÄŸlenmeyi unutmamak."

"...eÄŸlenmeyi unutmamak." Babamla

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play