Bir asker kutsal bir görev uğruna neler yapabilir?
Bazı görevler vardır, sadece fiziksel gücün değil; insan ruhunun sınırlarını zorlar. Bu, işte öyle bir görevdi.
Bu satırlar, bir kurşunun değil, bir kararın insanı nasıl paramparça edebileceğini anlatır.Yüzbaşı Aybora ve Yüzbaşı Alperen, vatanın en seçkin evlatları arasındaydı.
Onlarca operasyon, yüzlerce eğitim, sayısız tehlikeye karşı göğüs germiş, “geri dönmemek” ihtimaliyle yüzleşmeyi öğrenmişlerdi. Ama hiçbir şey, insanın kendi iç savaşına karşı vereceği mücadeleye hazırlayamaz.
Hikâyenin bu bölümü dağın kalbinde patlayan bir ihaneti ve onun altında kalan iki yoldaşı anlatıyor. Birinin sessiz vedasını, diğerinin sessiz çığlığını.Bazen bir dağın içindeki karanlık, en gelişmiş silahlardan daha acımasızdır. Ve bazen bir asker, sadece düşmana değil; açlığa, susuzluğa, acıya, hatta kendi vicdanına karşı da savaş verir.
"Bu kitap sadece bir kahramanlık destanı değil; aynı zamanda insan kalmanın ne kadar zor olduğunu anlatan bir hikâye." İçinde gözyaşı, kan, pişmanlık ve sadakat var. Ama hepsinden daha fazla, görevin kutsallığına inanan bir yüreğin ağırlığı var.
"Vazife” kelimesi bazen bir emirle değil, içten gelen bir fısıltıyla anlam kazanır. İşte bu hikâye, o fısıltının yankılandığı bir mağarada başlıyor.
......
Kars-Ermenistan sınır hattı,Zor Dağları
İki özel harekat subayı,kaçırılan özel yetenekli, dahi statüsündeki üç kişilik genç mühendisi kurtarmak için görevlendirilmişti.
Düşman bölgesine sızma operasyonunun üçüncü günüydü. Yüzbaşı Aybora, Alperen’le birlikte dar bir geçitte, yer altı mağara sisteminin içlerine doğru ilerliyordu.
Kaçırılan mühendislerin toryumdan geliştirdiği TORYUM-X,bugüne dek eşi benzeri görülmemiş bir silah olarak, kendini dünyanın efendisi zanneden zalim devletlerin yüreğine korku salmıştı. Geçmişte Türkiye’nin sanayi ve savunma alanındaki atılımlarını baltaladıkları gibi, şimdi de aynı karanlık arzuyla hareket ediyor, bu eşsiz silahın yazılımını ele geçirerek kontrolü ellerine almak istiyorlardı.
İki komanda dar geçitte ilerlerken telsizi ve kulaklığı kapatıp konuşmaya başladılar."TORYUM-X:Mükemmel bir silah.Türkiye’nin geleceğini değiştirecek bir güç.Mühendislerimiz dünyanın dudağını uçuklatacak bir silah geliştirmiş."dedi,Alperen.
"TORYUM-X, içinde minyatür bir toryum nükleerreaktör taşıyan, kendi enerjisini üreten süper gelişmiş bir silah.Bu teknoloji sayesinde silah hiç durmadan çalışabiliyor ve enerji kaynağı hiç bitmiyormuş."dedi,Aybora.
"Vallaha öyle özellikleri var ki insanın aklı duruyor.Mesela plazma Işını,yoğun enerjiyle hedefi anında yok ederken,EMP Dalgası,düşmanın tüm elektronik sistemlerini geçici olarak felç ediyormuş.Hasar aldığında otomatik olarak nano parçacıklarla kendini tamir edebiliyormuş.Düşük enerji iziyle radara ve sensörlere yakalanmıyormuş.Akıllı Hedefleme,yapay zekâ sayesinde her atış tam isabet sağlıyormuş."dedi,Alperen.
"Mükemmel bir icat olmuş.Bu silah, Türkiye’nin kendi doğal kaynağı olan toryumu kullanarak geliştirildi.Bu sayede:Enerjide dışa bağımlılığımız sona erecek.Savunma sanayii yerli ve güçlü hâle gelecek.Türkiye, dünyada söz sahibi bir teknoloji gücü olacak.Düşük maliyetli, çevreci ve son derece etkili olması nedeniyle geleceğin savaş dengelerini değiştirecek nitelikte.Aynı zamanda caydırıcılık unsuru olarak barışı da garanti altına alabilir.TORYUM-X, sadece bir silah değil, Türkiye’nin bağımsızlık ve