“Kim yaklaşırsa bilmeden ve dinlerse sirenleri, yandı,
bir daha evinde onu ne karısı karşılar ne çocukları.
Durma orada yürü, arkadaşlarının da tıka kulaklarını,
Tatlı balmumuyla tıka ki, sirenlerin sesini duymasınlar.
İstersen dinle sen, ama bağlasınlar ayakta seni,
Hızlı geminin içinde iplerle bağlasınlar orta direğe,
Ondan sonra dinle sirenleri doya doya.
Ama dostlarına yalvarır da, dersen ki iplerimi çözün,
Bağlasınlar onlar senin bağlarını bir kat daha sıkı”
*
Sağa sola bakındı, tek gördüğü uçsuz bucaksız kayalıklar ve uçurumlardı. Fırtına gitgide şiddetleniyordu. Gemiyi çarpmadan, adaya yaklaşması çok zordu. Şiddetli yağmur ve fırtına neredeyse bunu imkânsız kılıyordu. Ama o birçok imkânsızın üstesinden gelmişti ve bunu da yapacaktı. O adaya gidecekti. Her ne olursa olsun o sesin kaynağını bulacaktı.