"Kitap okuduğum site kapatılmış!" Dediklerinde güldüm. Sorgulamadım.
"Oyunları kapattılar abla.." Dediklerinde güldüm. Sorgulamadım.
"Otelde yangınlar çıkıyor, yangın tüpü dahi yokmuş." Dediklerinde güldüm. Sorgulamadım.
"Asgari ücret 32.000, ev kiraları 40.000 biz nasıl geçineceğiz?" Dediklerinde güldüm. Sorgulamadım.
"Enflasyon oranını duydun mu?" Dediklerinde güldüm. Sorgulamadım.
"İntihar oranları artmış." Dediklerinde güldüm. Sorgulamadım.
"Tüm adaylar hapse atıldı." Dediklerinde güldüm. Sorgulamadım.
Ve yüzümü sular ıslatıp gözlerimi gazlar yakarken yine güldüm. Nefesim kesilirken kahkahalarım kesilmedi. Gözlerim camdan sarkmış teyzeleri bulduğunda onların gözündeki sorguyu gördüm. Bir kadının gece gece, bu kadar yüksek sesle kahkaha atmasının ne kadar doğru olduğunu sorguluyorlardı. Ayıplıyorlardı.
Ama kimse bu kadın ve çocuklara gaz atanları sorgulamadı. Üstümdeki kenara kaymış gömleğe baktılar. Yırtılmış düğmelerden dolayı karnım açılmıştı. Gece gece bu yırtık gömlekle sokağın ortasında ne işi var diye sorguladılar. Kimse üzerime neden su sıkıldığını, neden gömleğimin yırtıldığını sorgulamadı.
Bende güldüm. Sorgulamadım.
1. Bölüm: GİRİŞ
Bu kitap tamamen hayal ürünü olup gerçekler ve gerçeklikle olan bağlantısı tesadüften ibarettir. Tetikleyici ve olumsuz örnek oluşturabilecek unsurlar, intihar, karamsarlık, paranoya, şiddet, korku, uyuşturucu, alkol, kötü söz, işkence, idam, hayvanların kötüye kullanımı, cinsiyet ayrımı, ırkçılık, din ve dil zorbalığı, kişisel hakların kötüye kullanımı, kesici aletler, yasaklar, örgütleyicilik ve vücut uzuvlarına zarar verilmesini içermektedir. 18 yaşından küçüklerin veya etkileneceğini düşünenlerin okumaması önerilir. 2029 tarihinde geçen bir distopya, korku ütopyasıdır.
"Kitap okuduğum site kapatılmış!" Dediklerinde güldüm. Sorgulamadım.
"Oyunları kapattılar abla.." Dediklerinde güldüm. Sorgulamadım.
"Otelde yangınlar çıkıyor, yangın tüpü dahi yokmuş." Dediklerinde güldüm. Sorgulamadım.
"Asgari ücret 32.000, ev kiraları 40.000 biz nasıl geçineceğiz?" Dediklerinde güldüm. Sorgulamadım.
"Enflasyon oranını duydun mu?" Dediklerinde güldüm. Sorgulamadım.
"İntihar oranları artmış." Dediklerinde güldüm. Sorgulamadım.
"Tüm adaylar hapse atıldı." Dediklerinde güldüm. Sorgulamadım.
Ve yüzümü sular ıslatıp gözlerimi gazlar yakarken yine güldüm. Nefesim kesilirken kahkahalarım kesilmedi. Gözlerim camdan sarkmış teyzeleri bulduğunda onların gözündeki sorguyu gördüm. Bir kadının gece gece, bu kadar yüksek sesle kahkaha atmasının ne kadar doğru olduğunu sorguluyorlardı. Ayıplıyorlardı.
Ama kimse bu kadın ve çocuklara gaz atanları sorgulamadı. Üstümdeki kenara kaymış gömleğe baktılar. Yırtılmış düğmelerden dolayı karnım açılmıştı. Gece gece bu yırtık gömlekle sokağın ortasında ne işi var diye sorguladılar. Kimse üzerime neden su sıkıldığını, neden gömleğimin yırtıldığını sorgulamadı.
Bende güldüm. Sorgulamadım.
3 AY ÖNCE
Tozlu kokuyu usulca içine çekti kadın. Boğazından aşağı usulca akan taneler onu öksürtmeye çalışırken sertçe yutkunarak dindirdi bu ihtiyacını. Gri şehre baktı yukarı doğru kalkık kirpiklerinin arasından, buğulu gözleriyle. Yağmur kokusu ona hoş gelmemişti. Yağmur dahi bu terasın tozunu dindirmeye yetmemişti. Arkadaki kafese kilitlenmiş güvercinleri dinledi kısa bir süre. Kanat çırpıyor, kaçmaya çalışıyorlardı. Yıllar önce kapatılmış tellere çarpıyordu kanatları, beyaz ama kirli güvercinlerin. Neydi beyaz güvercinin anlamı? Barış ve umut... Gözleri son bir yıldır olduğu gibi yine o gri binaya tutunmuştu. Arkadan kısık sesli bir müzik çalıyordu. Neydi o? İsmini hatırlayamamıştı.
Gri şehre ne güzel de karışıyordu öyle. Gözükmemek istercesine gizlemişti tüm duvarlarını. Bulutların ardına gizlenmiş olan güneş ona yardımcı olurken esen rüzgar kadının kısa saçlarının süpürdüğü ıslak omuzlarını üşütmüştü. Umursamadı. Kucak açtı soğuğa.
Parmakları arasındaki sigarayı, parmaklarının ucunu yakmaya başladığında fark etti. Usulca bıraktı aşağıya doğru. Sigara binadan yere doğru süzülürken sadece kısa bir an rüzgarla kızaran izmariti görebilmişti. Hafifçe salladı bacaklarını, binadan aşağı doğru. Bina da griydi. Sahiden, bu şehir renklerini kaybedeli kaç yıl olmuştu? Kaç yıldır bu lanet olası griliğe mahkumdu o? Aşağıdaki hareketliliği gördüğünde gözlerinin acımasıyla ufak bir küfür mırıldandı. Annesinden kalma göz kalemi yine en ufak yağmurda akmış, gözlerinin içine girmişti. Müziğin ismi neydi? Antika pikapından mı geliyordu o ses?
Bu sefer gerçek