Kitaplar Özellikler İletişim İndir
TUĞRA [İNVERNESS 1]
Fantastik

TUĞRA [İNVERNESS 1]

180Beğeni
6,603Okunma
38 Bölüm
244,588Kelime
20 saat 23 dkSüre
25.08.2025Tarih
(2023 yılında Wattpadde yayınlanmıştır.)

Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki tehlikeli bir terör hücresini etkisiz hale getirmektir. Ancak operasyon sırasında Tuğra, gizemli bir şekilde ortadan kaybolur. Tim, Tuğra'sız dönmenin acısını ve şaşkınlığını yaşarken, Tuğra ise kendini beklenmedik bir zamanın içinde bulur. Tam 300 sene önceye, İskoçya'ya gitmiştir.


Tuğra, hem kendi gerçekliğine dönmeye çalışırken hem de İskoçya'nın gizemli topraklarında hayatta kalmaya çalışır. Bu süreçte zamanın ve mekanın sınırlarını zorlayan aşk, dostluk, gizem, aile ve sadakat hikayesi de gelişir.

Hayatının yeni savaşı başlar, bu sefer kılıçlarla...


Kesit:
---

Bir Ingiliz kadınının burada ne işi var?" Diye devam etti karşımdaki adam İngilizce konuşarak.

"İngiliz değilim, Türküm" dedim ama adamların hepsi anlamaz gözlerle bakmaya başlamıştı. Zaten vücutları komple boyanmıştı ve korkutucu tipteydiler.

"Türk mü?"

Neler oluyordu??

Az önce çatışmanın ortasındayken ortalık kurak araziydi. Mağaranın arka kapısından çıkınca böyle büyük bir ormana nasıl gelmiştim ki? Hem ben haritacıydım ve bölgede böyle bir orman olmaması gerekiyordu. Birazdan tim arkadaşlarım da beni bulurdu nasılsa.

"Bizimle geliyorsun" diye devam etti esmer, uzun saçlı dev gibi olan adam.

"Burası neresi?" Dedim aynı adama bakarak. Sanırım bu grubun lideriydi. Kamuflajıma attığı tuhaf bakışları ise görmezden geldim. Ancak kısa süren sessizlikte, o boğuk sesini tekrar duydum.

"Klanıma hoş geldin küçük kız..."

1. Bölüm


Keyifli okumalar❤️

***

Bu kitapta geçen kişi ve olaylar hayal ürünü olup tarihle bir alakası yoktur. Bazı şahıs isimleri tarihtekiyle uysa da gelişen olaylar farklılık göstermektedir.

Sınır ötesi, 2026 yılı

"Hazırız komutanım"

"Allah yardımcınız olsun asker, atışımla başlıyoruz"

Emir, Yusuf abi, Kadir abi ve Göktürk Komutanımızla birlikte sınır dışı operasyondaydık. Bu dağ başında kamufle olmuş bekliyorduk. Dürbünlerimizle karşımızda gizlice kurdukları orduya hayretle bakıyorduk. Türkiye sınırlarına bu kadar yakın tankları ve askerleri buraya yığmaları büyük sorundu. Birazdan bu sorunu çözecektik. Sıkıntılı bir bölge olmasına rağmen bizim için mekanın fiziksel zorlukları önemli değildi. Vatan uğruna her türlü fedakarlığı yapmaya hazır, bu zorlu coğrafyada görevimizi yerine getirmek için sabırsızlanıyorduk.

Türk uçaklarının serbestçe dolaştığı bölgenin dışına çıkmıştık. Böylece Türkiye Cumhuriyeti tarafından şu an itibariyle tanınmıyorduk. Operasyon gizli ve riskliydi, bu yüzden sadece benim timim katılmıştı bu göreve. Eğer ters bir durum olursa öldürdüğümüz şerefsizler için yurt dışı basında "Türk askeri sivilleri katlediyor" şeklinde lanse edilmesini engellemek adına gizlilik sağlanmıştı. Türkiye ile bağlantımızı kesmiş olmamız ise üstlerimizin emriyle gerçekleşmiş bir stratejiydi.

Terörün kirli yüzü kendi içinde karmaşık bir yapıya bürünmüştü; bazılarına "büyük baş," bazılarına ise "küçük baş" adını veriyorduk. Bu büyük başlı örgütler her bölgeye hakim olan bir düzen içinde faaliyet gösteriyordu. Şu an bulunduğumuz konum, Abdi K. adlı teröristin kontrol ettiği bir bölgeydi ve buraya gelmemizin sebebi Abdi'nin iki küçük örgütü birleştirerek burada kendi ordusunu kurma girişimiydi. Birazdan Allah'ın da izniyle canını alacaktık.

Ayrıca bölgede birçok Türkmen köyü bulunuyordu ve kaçakçılık faaliyetleri had safhada sürüyordu. Burada kandaşlarımız zulme maruz kalıyordu. Terör unsurlarının yerleşkeleri sınırlarımıza uzak olsalar da en küçük bir tehdit algısında köklerini kurutmak bizim görevimizdi. Havadan destek alamazdık çünkü siyasi ilişkiler nedeniyle burada hayalet konumundaydık.

Yani yalnızdık...

"Yusuf, bazukayı hazır et. İlk hedefin büyük çadır. Ardından sağa doğru giderek tanka kadar patlat"

"Emredersiniz"

"Emir, soldaki turuncu bez olan çadırdan kimse sağ çıkmasın."

"Emredersiniz"

"Kadir, keskin nişancınla Abdi'yi ara ve yok et."

"Emredersiniz"

"Tuğra, seninle ikimiz direkt çatışma içinde olacağız. Hedeflediğini indir ve devam et."

"Emredersiniz komutanım" dedim ben de sessizce kulaklıktan. Yere yattığımdan üzerime taşları koyarak kamufle olmuştum. Zaten kamuflaj giysimde taş rengiydi. Yinede işimi şansa bırakmazdım. Saklandığım zaman komutanım dahi yerimi göremezdi.

Ben kim miyim?

Astsubay kıdemli başçavuş Tuğra Duman.

Bu göreve gelirken kimseyle vedalaşmamıştım; tüm bağlantılarım, yalnızca tim arkadaşlarımla sınırlıydı. Tüm enerjimi vatan için harcıyordum. Timimden başka görüştüğüm kimsem yoktu. Şehit olma gününü içsel bir sabırsızlıkla bekliyor neredeyse arzuluyordum. Ancak o zaman gelene kadar elimden geldiğince şerefsiz temizlemeyi hedefliyordum. Belki de hayatımda hiç kimsenin olmasını istememin nedeni bu yoğun vatanseverlik duygusundan kaynaklanıyordu.

Silahımın dürbününden amber

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play