Genç bir kızın gittiği okulundaki değişiklikleri, gittiği okulundaki herkesin erkek olmasını anlatır. Saygı ve sevgi ile inşa edilmiştir.
1.bolum ||Kızıltaş ve belaları
Yazar: Melek ve dahasi
Kızıltaş'ın Kraliyet SürgünüStella, Kızıltaş Akademisi’nin yüksek, demir kapılarından içeri adım attığında, sert ve ıslak hava yüzüne çarptı. Burası bir okuldan çok, gri, gotik bir kaleden farksızdı ve tamamı erkek öğrencilerden oluşuyordu. Stella, babasının anlaşılmaz borçları yüzünden buraya zorla transfer edilmiş, kural dışı tek kızdı. Amacı basitti: başını belaya sokmadan bir yıl geçirmek, borcu bir şekilde ödemek ve hayatta kalmak.Ancak kaderi, okulun karanlık kalbindeki üç tehlikeli figürle kesişti: Piramit.Kaan Aslan: Soğuk, hesapçı ve otoriter. Okulun mutlak lideri.Rüzgar Eren: Kontrolsüz, öfkeli ve vahşi. Kaan’ın zorlu sağ kolu.Atlas Demir: Sessiz, zeki ve manipülatif. Çetenin beyni.Stella, koridorun sonunda aniden Piramit’le karşılaştı. Kaan, Stella’nın karşısında durdu ve gözlerini doğrudan Stella’nın saf, ürkmüş gözlerine dikti."Sen," dedi Kaan, sesi buz gibiydi. "Benim borçlu eşyamsın. Bana itaat edeceksin."Stella’nın kalbi göğsünde gümbürdedi. Utangaçtı ama bu sahiplenici tavır karşısında içindeki ateşli dürüstlük fışkırdı."Ben eşya değilim," diye fısıldadı. "Ve borcum bitince gideceğim."Kaan, Stella’nın cüretine alaycı bir şekilde gülümsedi. O an, Stella’nın Kaan'a duyduğu utangaç, kaçınılmaz bir çekim başladı. Kaan, tehlikeliydi ve Stella, bu tehlikeye karşı koyamıyordu.Bölüm 2: Öpücüğün GücüStella’nın isyanı, Kaan’ın kontrol takıntısını tavan yaptırdı. Kaan, Stella’yı okulun en korunaklı yeri olan Kral Dairesi’ne götürdü. Amacı, onu herkesin ulaşamayacağı bir hazine gibi saklamaktı."Neden beni buraya getirdin, Kaan?" diye sordu Stella, sesi utangaçtı.Tam o anda, Rüzgar ve Atlas'ın planı devreye girdi: Işıklar kesildi.Zifiri karanlıkta, Stella’nın çocukluk travması nüksetti. Gözlerini kapattı, yere çöktü ve titremeye başladı. Kaan'ın kontrolü yıkılmış, yerine saf bir panik gelmişti.Kaan, Stella’nın bu çaresiz haline yenik düştü. Onu korumak için diz çöktü.Stella, travmasından hızla kurtulduğu an, utangaçlığı ve Kaan’a olan çekimi birleşti. Kaan’ın yakışıklılığına dayanamadı. Kaan'ın çenesini tuttu ve öne eğilerek onu öpüverdi!"Ben sana aşığım, Kaan," diye fısıldadı. "Bu yüzden sensiz yapamıyorum."Bu masum eylem, Kaan’ın zihnindeki tüm savunma mekanizmalarını darmadağın etti. Kaan, sevgiye değil, mutlak itaate açtı. Stella’nın masumiyeti onu esir aldı."Borç bitti, Stella," dedi Kaan, gözleri tutkuyla yanıyordu. "Sen bana aitsin, ben de sana."Kaan, hemen Rüzgar'a emir vererek Stella'nın dokunulmazlığını ilan etti. Stella, artık Kaan'ın himayesi altındaki Kızıltaş Kraliçesi’ydi.Bölüm 3: Haine Dönen KurtarıcılarKaan'ın bu ilanı, Rüzgar ve Atlas’ı öfkeye boğdu. İkisi de Stella'yı kendi yöntemleriyle istiyordu.Karanlıkta, Kaan’ı bayıltıp Stella’yı kaçırdılar. Rüzgar, kucağında titreyen Stella'yı taşırken, Stella'nın sesi geri geldi."Sen kimsin? Sesin tanıdık geliyor."Rüzgar, itiraf etti: "Ben Rüzgar. Ve seni o kaltaktan kurtardım."Rüzgar ve Atlas, Stella’yı boş bir sınıfa götürdüler. Amaçları, onu Kaan'ın hazinesi (yani gücünün anahtarı) olarak sahiplenmekti."Şaka değil mi?" diye sordu Stella, gözyaşlarıyla. "Siz de mi beni sahiplenmek istiyorsunuz?"Rüzgar, Stella’nın ağlaması karşısında kalbi parçalanarak geri